29 Aralık 2010 Çarşamba

Orlando Kimi Alacak?


18 Aralık akşamında Orlando 2 büyük takasa imza atarak tekrardan şampiyonluk adayı haline geldi.Ancak bu takaslara imza atarken Howard'ın yedeği Gortat'ı Phoenix'e göndererek uzun rotasyonunda Howard'ın yedeği kalmamış oldu.Bu takaslardan sonra bir çok insan gibi bende Orlando'nun bir takasa daha girip kadrosuna Howard'ın yedeği olabilecek bir uzun katacağını düşündüm.

Takaslardan sonra gelen haberlerde düşündüğüm gibiydi.Orlando'nun NY'dan Turiaf ve 76'ers'tan ise Tony Battie'yi takas etmek için görüşmelere başladığı söyleniyordu.Ama bu haberlerden sonra Otis Smith çıkıp ''Acele etmeyeceğiz.1 ay içinde bu sorunu hallederiz.Heyecana kapılmayın'' gibi açıklamalar yaptı.

Bu açıklamadan bir süre sonra Orlando'nun Diaw'ın peşine düştüğü söylenirdi.Buda yetmezmiş gibi ertesi gün Troy Murphy ve Marcus Camby haberleri çıktı.Bir anda takas piyasası Orlando'nun hangi uzunu alacağı haberleriyle kaynamaya başladı.

Turiaf ve Battie

Turiaf olayın biraz şov tarafında olduğu için Battie'yi takas etmeleri daha mantıklı olur.Battie eski Orlando oyuncusu sistemi biliyor.Zaten Orlando'da Clark,M.Allen,Orton gibi uzunlarda var.Bunlardan birisini gönderip Battie'yi kolayca alabilirler.

Diaw,Murphy ve Camby

Diaw'ın çok yönlü olması onun en büyük artısı.Orlando'da belkide bunun için takas etmek istiyor olabilir Diaw'ı.Ancak karşılığında Bobcats'ın Jason Richardson'ı istediği söyleniyor.Bobcats biten kontratların peşinde koştuğu için Jason'u istemesi mantıklı ancak Orlando'nun sistemine en çok uyan oyunculardan birini Diaw karşılığında vermesi mantıklı bir şey değil.

Hem Murphy gibi dış şutu ve ribauntlardaki aktif yapısı olan hem de Nets'in göndermek için can attığı (Chris Duhon veya Quentin Richardson'u verip anlaşabilirler) oyuncu varken Diaw'ı Jason'un karşılığında almak aptallık olur.

Son olarakta Camby haberleri çıktı.Portland her ne kadar kadroyu gençleştirecem desene elindeki tek pivotu Orlando'ya vereceğini düşünmüyorum.Belki 36 yaşında olduğu için düşünebilirler(Ne koparırsak kardır hesabı). Camby Orlando'da Howard'ın iyi bir yedeği olur ama yukarda da dediğim gibi adam 36 yaşında.

Toparlarsak Orlando'nun sadece Howard'ın yedeği olabilecek bir oyuncu dışında 4-5 oynayan oyuncu alacaksa bu kesinlikle Murphy olmalıdır.Sadece saf bir uzun alacaklarsa Batman'ı ( Battie'yi) almalarını doğru olur.

28 Aralık 2010 Salı

Şut Saatimi Dedin?



Orlando'nun Nets deplasmanındaki oynadığı maçın 2. çeyreğin son saniyesi.Arenas topu alır ve potaya doğru sallar.Potaya ulaşan top çembere uğrar ardından şut saatine çarparak basket olur.

Şuana kadar her şey güzel.Ama kurallar gereği top şut saatine çarparsa dışarı çıkmış sayılıyor.Ama Arenas bu kuralı bilmiyor diyelim ama itirazlarında top şut saatine çarpmadı ki diyor!İşte o anda kopuyorsun.Ha birde videonun başında seyircinin Aaah,oooh sesleri var.

18 Aralık 2010 Cumartesi

Takaslara Hazırlıklı Olun


İlk öncelikle son zamanların gündemini rahatsız eden Carmelo takası hakkında bir şeyler karalayalım.Nets , Denver'a Carmelo karşılığında vermediği oyuncu kalmadı ve Nets ile Denver anlaştı.Ama Carmelo ben New York'ta oynuyacam diyerek takas olursa yeni sözleşme imzalamayacağını söyledi ve Nets'te takas anca Carmelo yeni sözleşme imzalarsa olur dedi ve Carmelo , Denver'da kaldı.Çok kısa bir zaman sonra Carmelo New York'a takas olacak bana göre.

İkinci takas haberimizi Portland'tan verelim.Portland takımı gençleştirme operasyonu kapsamında Marcus Camby, Andre Miller ve Joel Przybilla'yı takas etmeyi düşünüyormuş. Roy'un da ya beni ya da Miller'i takas edin dediği söyleniyor.

3. haberimiz Bobcats'ten.Bobcats , Stephen Jackson’ın yanına ikinci bir skorer almayı düşünüyormuş ve Jordan'da Washington Wizards’da birlikte forma terlettiği Hamilton'u takas etmeye çalışıyormuş.

Bu yazıyı yazmamın sebebi olan takasa geldik.Aslında takaslara demek gerekiyor çünkü 3'lü bir takas olma durumu %99'larda.Hemen gerçekleşmesi %99 olan takasları veriyorum.

Orlando Magic : Arenas + J-Rich + Hido + E.Clark
Washington Wizards : Rashard Lewis
Phoenix Suns : Vince Carter + Marcin Gortat + Mickael Pietrus + 2011 birinci tur draft hakkı + 3 milyon dolar.
Büyük ihtimal ben bunları yazıyorken takaslar gerçekleşti.Ben Orlando'nun bir tane daha takasa girip 4 numara alacağını düşünüyorum.

( Dediğim gibi takaslar gerçekleşti )

12 Aralık 2010 Pazar

Boston Celtics 93-62 Charlotte Bobcats / Semih Erden


Charlotte Bobcats son maçını İndiana deplasmanında oynamıştı ve maçı 100-92 kaybetmişti.Boston ise Philadelphia deplasmanında son saniyede Rondo-Garnett alley-oop'u ile maçı kazanıyordu.

76'ers maçı Semih için çok önemli bir maçtı.Nba kariyerinde ilk kez Shaq'ın yokluğunda ilk beş başlıyordu.Philadelphia maçında erken 2 faul alması ve Philadephia'nın 4 kısaya dönmesi sonucunda maçta 18 dakika süre alarak maçı 8 sayı - 3 ribaundla bitiriyordu.

Shaq'ın ağrılarının devam etmesi sonucunda Semih Nba kariyerinde 2. kez ilk 5 başlıyordu.Maçtan önceki düşüncem maç yazısı yazıp ayrı bir yazıda Semih Erden yazısı yazmaktı ama maçın ilk çeyrekten sonra düşük tempoya girmesi , Boston'un farkı gittikçe açması sonucunda ve İsmail Şenol'un Harangody'e Semih demekle ısrar etmesi sonucunda maçtan soğudum ve sadece Semih'e odaklandım.

Maçta Ray Allen ve Glen Davis 16 sayı kaydederek sahanın en skorer oyuncuları oldular. Bu iki isme ise Kevin Garnett 13 sayı, 11 ribaund ile eşlik etti.Bobcats'te ise Nazr Mohammed 14 sayıyla maçı bitirdi.Semih ise maçı 40 dakika oynayarak 10 sayı-7 ribaund-4 blokla bitirdi.Söylediğim her alanda kariyer rekorunu kırdı.


Şimdi gelelim Semih'in Boston'la anlaşmasından başlayarak kısa bir değerlendirme yapmaya.

Daha O'neallarla anlaşılmamışken Semih'in Boston'la anlaştığını öğreniyorduk.Semih en doğru zamanı seçmişti Nba'e adım atmak için. Boston'da Perkins'in sakatlığı ve Rasheed Wallace'un emekliliğinden sonra pota altında eksiklik ortaya çıkmıştı.Semih az çok süre alıp kendini ispatlama fırsatı bulacaktı ama arkasından O'neallarla anlaşıldıktan sonra Semih'in garbage time oyuncusu olacağı kesinleşmiş gibiydi ama O'neallar'dan herhangi biri bir sakatlık yaşayacağı kesindi ve Jermaine O'neal sakatlanarak bize Nba'de bir Türk izleme fırsatı sunmuştu.İlk başlarda az süre alsada aldığı sürelerde Nate Robinson'un oyun kurucu olduğu için boşa gidip gelsede yaptığı perdelemelerle , savunmayla ve hırsıyla Rivers'in ve takımın ağır abilerinin gözüne girmişti.

Rivers'in ona güven veren açıklamalar yapması Shaq'ın Semih'i sahiplenmesi sonucunda Semih adaptasyon sürecini neredeyse hiç yaşamadı.Rivers ona güvenini verdiği dakikalarla göstermişti.17-19-20 dakika aldığı maçlar oldu ve Shaq'ın sakatlığıyla ilk 5'e yerleşti ve oynadığı ilk 5'te ego diye bir şey olmadığı için iyi paslar inmeye başladı.Biraz Nate'den kurtulduktan sonra indiği top sayısında %200 artış olunca şaşırdı ama daha sonra aldığı topları sayıyla bitirdi.

Bir hata yaptığında Garnett,Allen yanına çağırıp böyle böyle yapman gerekiyor diyor.Rondo ise burda dur biraz sonra sana pas atacam diyerek iğne deliğinden geçirerek Semih'e pas indiriyor filan.

Toparlarsak Shaq dönünce Semih benche çekilecek ve Nate onu bekliyor olacak.Perkins,Jermaine dönünce süreleri oldukça azalacak ama en azından Semih bu fırsatta kendini ispatladı.Rivers'in arkasını döndüğünde güvenebileceği bir oyuncu görebilecek.

Birde bundan sonra Boston maçlarını Murat abi sunsun.Se-Se Semih Erden.Semih Erden :).

Memphis Grizzlies 84-83 Los Angeles Clippers


Clippers son maçını Lakers ile yapmıştı.Los Angeles'in üvey evladı olarak görülen Clippers esas oğlana karşı direnç göstermişti ama son saniyede Fisher'in turnikesiyle maçı 87-86 kaybetmişlerdi.

Grizzlies ise son maçını Phoenix deplasmanında oynamıştı ve uzatmaya giden maçı 104-98 kazanmıştı.

Bu maça bakmamın sebebi çaylak yılını geçiren Griffin'i ve sakatlıktan dönen Davis'i izlemek istememdi.

Maça Clippers hızlı başladı ve ilk molayı , Griffin'in 2 tane özetlerde yer alacak hareketleriyle 13-8 önde girdi.

İlk çeyrek bittiğinde Clippers 27-19 öndeydi ama asıl önemli olan nokta önde olmaları değildi.Atılan basketlerin 10'unun asist olmasıydı.

2. çeyrekte ise Clippers asist yapmaya devam ediyordu ve atılan 20 basketin 17'si asistti.Buna karşılık Memphis'in 11 top kaybı vardı.Durum böyle olunca Clippers devreyi 47-41 önde bitiriyordu.

Clippers'ta Griffin'in ve benchten gelen Cook'un 10 sayısı vardı.Memphis ise Randolph 10 sayı 9 ribaundla devreyi bitiriyordu.


3. çeyrekte ise maç zevksiz olmaya başladı ve ben uyumaya başlıyacaktım ki Jordan'ın Randolph'a yaptığı blokla başlayan hızlı hücumu smaç bitirmesiyle maça odaklanmaya tekrar başladım.Bu smaçtan sonra Gordon kontrolü ele aldı Memphis'e molayı aldırdı.

4. çeyrekte ise durum tam tersine dönmeye başladı.Clippers 3. çeyreğin başında yaptığı top kayıplarını yapmayı sürdürdü ve tam 26 top kaybıyla maçı bitirdi.Memphis ise tam 16 top çaldı.Bu top çalmalarında Tony Allen'in katkısı büyüktü.15 dakikada 8 sayı ve 4 top çalmayla oynadı.

Son saniyelere girildiğinde ise 84-83 önde olan Memphis Conley'in attığı şut girmeyince Clippers'a maçı kazanma şansı doğdu ama hücumu o kadar kötü oynadılardı niye ligin dibinde yer aldıklarını gösterdiler.

Maçı Griffin 19 sayı - 11 ribaundla tamamladı.Gordon'un ise 25 sayısı vardı.

Memphis'te ise Gasol'un 17 sayı - 8 ribaundluk , Randolp'un ise 18 sayı - 13 ribaundluk performansı vardı.

Kısaca bir değerlendirme yaparsak Griffin'de acayip bir şekilde basketbol oynama iştahı var.Kaman'ın sakatlığıylada pota altında daha ön planda olacak ama Clippers'ta kaldığı sürece bu kadroyla gün geçtikte oynama istediğinin azalacağını düşünüyorum.

Memphis'te ise ilk 5 iş yapıyor.Yedekler oyuna girince yapılan iş çöpe gidiyor.Mayo'yu yedeğe çektiler ama Mayo'da benchte başladığı zaman iyi iş yapamıyor.Attığı 13 sayının 9'u Gay,Gasol,Conley ve Randolph oyunda olunca attı.Gasol'da kenara gelince pota altı savunmasını yapamıyorlar.Gay ise ortalama 41 dakika oynuyor.Takımın skoreri olan bir oyuncunun bu kadar fazla süre alması arkaya arkaya oynanan maçlarda gerekli katkıyı vermemesini sağlıyor.Memphis bu senede play-off yapamaz.

16 Kasım 2010 Salı

Alvin Gentry Dediğini Yap


Hidayet Suns'la yaptığı ilk 3 maçta 5 faul ortalamasını tutturmuştu ve savunmada çok zorlanmıştı.Daha ligin elit uzunlarını pek görmemişti ama genede kalıplı 4 numaraları tutamıyordu.Gentry'de yaptığı açıklamada bu durumun farkında olduğunu ve Hidayet'i daha kalıplı 4 numaralarla eşleşeceği maçlarda benchten getirebileceğini söylemiş.

Bloga 2 aydır yazmadığım için o haberi bloga koyamadım.Yoksa yazacağım yazıda helal olsun Gentry hemen uygulamaya koy diyecektim ama 2 maçtır bunu ilk 5 konusunda uygulamadı.Fakat bu sabahki Phoenix Suns - Denver Nuggets maç sonucu yazısında da belirttiğim gibi son çeyrekte bir uygulayım dedi.Verimini fazlasıyla aldı.Phoenix Hido'nun sayesinde maçı çevirdi.

Hidayet top eline geldiğinde topu nasıl kullanacağını bilen oyuncu.İlk 5 başladığı maçlarda Nash topu pek ona vermiyor ve topu kendi kullanıyor ( Bu sene Nash'ta bencillikte başlamış gibi.Maçı ben kazanacağım havasında ) Ama 2. beşte Dragic atmayı seven bir oyuncu olduğu için Hidayet 2. beşte başlarsa sorun olmayacaktır.Dragic topu getirir Hido oyunu oynatır Dragic'te şutları potaya gönderir.

Yukarda bahsettiğim durum Hido'nun takımı oynatması durumu.Diğer ihtimal ise Hido'ya sen 4 numarada devam et ama benchten gel diyebilirler.O zaman nolur?Gene Hido'nun yararına olur.Fakat Hido yukardaki durum kadar verimli olamaz ama genede karşısında yıpranmış ya da yedek bir 4 numara karşısında ilk 5'te başladığı durumdan daha verimli olur.

Alvin Gentry Denver maçından sonra yaptığı açıklamada hala kim olduklarını bilemediklerini ama zamanlarının olduğunu söylemiş.

Eğer bu zaman içerisinde 2-3 numarayı boşaltıp Hido'ya yer açmayacaksan ve onu 4 numarada oynatmaya ısrar edeceksen Hido'yu benchten getirmek en mantıklı seçenek.

Phoenix Suns 100 - 94 Denver Nuggets


Bir tarafta çıktığı deplasman turnesinden 1 galibiyet 2 yenilgiyle dönen ( İndiana maçına yenilgiden öte bir şey demek gerek ama neyse ) fakat 2 gün sonra evinde çıktığı Lakers maçını kazanarak şampiyona bu sene ilk kez mağlubiyet aldıran Denver. ( Denver Lakers maçından sonra 4 gün maç yapmadı ).

Diğer tarafta ise Sacramento ve Lakers maçlarını kazanan ( Lakers , Suns maçıyla bu sene kendi evlerinde ilk kez maç kaybetmiş oldu ) Phoenix.

Maçı kimin kazancağını etkileyecek faktörün Suns'un Denver maçında ne kadar dirençli kalacağına bağlıydı.Çünkü Suns , Lakers maçından sonraki gün Denverla maç yapıyordu .Diğer tarafta ise yukarda belirttiğim gibi Denver 4 gündür dinleniyordu.

Suns'ta dünkü Lakers maçında sakatlanan Lopez'in yerine Frye ilk 5 başlıyordu.Bundan 4-5 gün önce Phoenix Suns koçu Alvin Gentry'in yaptığı açıklama Hidayet'i 6.adam gibi kullanabileceğini söylemişti ama bu maçta Hido ilk 5'teydi.

İlk çeyrekte Phoenix takımı dünkü Lakers maçının etkisiyle yorgunlardı ve şutları girmiyordu.Suns'un halini görünce Denver farkı açacağını düşündüm ama Nene'nin maçın başlarında 2 faulle kenara gelmesi onları kötü etkiledi ve ilk çeyrek 22-20 Denver lehine bitti.

2. çeyrekte Nene'nin oyuna girişiyle Denver , pota altını domine etmeye başladı ve farkı açmaya başladı ama Hill attığı basketlerle maçın kopmasını önledi.Devre 58-46 Denver üstünlüğüyle sona erdi.


3. çeyreğin başında Phoenix oyuncuları Nene'yi tutmayı ve şut sokmayı bildiler ve daha çeyreğin 3. dksı yeni bitmişken George Karl mola aldı (60-54) Bu moladan sonra Denver toparlanmaya başladı ve çeyreği 76-69 önde bitirdi.

4. çeyrekte ise Hido 2. beşle birlikte başladı.Dragic topu kendi yarı alanından aldı Denver sahasına getirdi ve Hido'ya topu verdi.Durum böyle olunca Hido'da oynamaya başladı ve Suns son çeyrekte Hido'nun sayesinde farkı kapamaya başladı ve maçın bitmesine 6.30 dk kalırken Hido'nun basket fauluyle öne geçti.Ondan sonra Phoenix farkı korudu ve maçı kazandı.

Hido maçı 9 sayı-7 ribaunt-3 asistle tamamladı.Phoenix'te Nash 15 sayı-7 asist-4 ribaunt, J-Rich 11 sayı-6 ribaunt ve Grant Hill 14 sayı-3 ribaundla oynadı.Hakim Warrick benchten gelerek 21 sayılık katkı yaparken bir başka bench oyuncusu Josh Childress 10 sayı-8 ribauntla katkı verdi.

Nuggets'ta ise Carmelo Anthony 20 sayı-22 ribaunt yaparken ( 22 ribaundla kariyer rekorunu kırmış oldu ), Arron Afflalo 15 sayı-7 ribaunt, Chauncey Billups 14 satı-2 asist, Nene Hilario 14 sayı-3 ribaunt ve benchten gelen Al Harrington 14 sayı-4 asist-5 ribaunt yaptı.

Ek bilgi : Hido'nun son çeyrekte 2. beşle birlikte başlaması ve Genrty'in yaptığı açıklama hakkında birazdan yazı yazacağım.

4 Eylül 2010 Cumartesi

Çeyrek Finale Kimler Adını Yazdırır / Cumartesi - Pazar Maçları Tahminlerim


Sırbistan - Hırvatistan / İspanya - Yunanistan

Yunanlılar'ın bir an önce evlerine dönmesini istiyorum ama Şampiyona başlamadan önce Sırbistan-Yunanistan hazırlık maçı olmuştu ve bu maçta kavga çıkmıştı.Sırbistan'da , Milos Teodosic 2 maç ve Nenad Krstic 3 maç ceza almıştı ve grup maçlarının bir bölümünü kaçırmışlardı. Yunanistan'da ise Fotsis ve Schortsanitis 2 maç ceza almıştı.Onlarda bizim maçla birlikte dönüş yapmışlardı.Bu adamlar çeyrek finalde karşılaşsalar nasıl olur?Zaten biz yarı finale çıkarsak rakibimiz olacak takım yıpranmış olarak gelecek.Birde Sırp-Yunan maçının galibi bize gelse.

Yani uzun lafın kısacası Sırbistan-Yunanistan çeyrek final oynasın.Krstic Sinan Erdem'deki tüm sandalyeleri Yunanlılara fırlatsın.İsteğim budur.

Ama İspanyollar maçı alır Yunanlılar'ı evlerine gönderirse onada çok sevinirim.

Türkiye - Fransa / Slovenya - Avustralya

Fransa , Yeni Zelanda'ya bilerek yenilerek bizi seçti.Hala neden bizi seçtiklerini anlayabilmiş değilim ama neyse.Yeni Zelanda gelse yorulmadan çeyrek finale çıkacaktık hemde İspanyollar'dan kurtulmuş olacakmış ama napalım.Kısmetimiz böyleymiş.Türkiye , Fransa'yı yenip çeyrek finale çıkacağını düşünüyorum.

Benim Türkiye'den sonra turnuvadaki favori takımım Slovenya'dır.Zorlu grupta Brezilya'yı ve Hırvatlar'ı yendi.ABD'yi de yenebilme şansları vardı ama Brezec'in şutları değerlendirememesi sonucunda maçı kaybettiler.

Slovenya bize ters gelebilecek takım.Bir tercih yapmak gerekirse Avustralya ama Slovenler çeyrek finale çıkacak gibi.

3 Eylül 2010 Cuma

Grup Aşamasında Oluşan İstatistikler


Sayı Krallığı


Verimlilik makinesi Luis Scola 5 maçta attığı toplam 145 sayı ile ortalama 29 sayı ile grup maçları sonunda en skorer oyuncu unvanını aldı.Ayrıca Luis Scola , Dünya Şampiyonaları kariyerinde toplamda 331'ya ulaşarak kendi ülkesinde Gehrman'a ait olan rekoruda kırmış oldu.Gehrman Dünya Şampiyonalarında 325 sayısı vardı.Bakalım Scola , Gehrman'ın bir başka rekoru Dünya Şampiyonalarında 23.4 sayı ortalamasıyla oynama rekorunu kırabilecek mi?

Scola'nın arkasından , Kirk Penney 25.4 sayı ortalamasıyla geliyor.Penney'i Jianlian Yi 22.5 sayı ortalamasıyla takip ediyor.Bizden ise Ersan 16.5 sayı ortalamasıyla 9.sırada yer alıyor.

Ribaund Krallığı

Ersan'ın 9 ribaund ortalamayla 2. sırada olduğu ribaund krallığında bizim grupta yer alan Çin'in yıldızı Yi Jianlian 9.8 ribaund ortalamasıyla birinci sırada yer aldı.

Asist Krallığı

Bu krallıkta ise 2.turda büyük bir heyecana sahip olacağız.Çünkü 6,6 asist ortalamasıyla Brezilyalı Marcelo Huertas ilk sırada yer alırken 2. turda rakibi olan Arjantin'in oyuncusu Pablo Prigioni 6,4 asist ortalamasıyla Huertas'ı takip ediyor.

Blok Krallığı

Tahmin ettiniz mi bilmiyorum ama etmeniz gerekiyor.Bu krallıkta birinci sırada yer alan adam 3.2 ortalamasıyla Hervé Lamizana.Onu 2.6 ortalamasıyla Hamed Ehadadi ve 2.2 ortalamasıyla Joel Anthony,Marc Gasol ve Salah Mejri takip ediyor.Bir tek Marc Gasol'un devam ettiği yolda Lamizana büyük ihtimal turnuvayı blok kralı olarak tamamlayacak.

Top Çalma Krallığı

Kral bizden biri.O da Sinan Güler.4 maçta toplam 63 dakika oynayan Sinan 3.3 top çalma ortalamasıyla birinci sırada.Onu evlerine dönen Arsalan Kazemi 2.8 ortalama ve Ali Mahmoud 2.6 ortalamayla takip ediyor.Büyük ihtimal Sinan'da turnuvayı top çalma kralı olarak tamamlayacak.

Trezeguet Hercules'te / Harbiden Gözümüz Açık Gidecek


Dün Morientes'in futbolu bıraktığını yazmıştım.Şimdi ise Trezeguet'in Hercules ile anlaştığını.Ama üzmeyelim kendimizi.Devre arasında Trezeguet , Hercules'te mutlu değil ve Fener ile temas halinde haberleri çıkar.Belkide gelir ve bizde o kadar haberi boşuna okumamış oluruz.Ama Trezeguet'in eşinin Alicanteli olması , Trezeguet'in bu yüzden Hercules'ten ayrılması zor gibi gözüküyor.

David Trezeguet ilk profesyonel futbol hayatına Arjantin'in Platense takımında başladı.Ardından Monaco'ya transfer oldu ve orda yıldızı parladı.Fransa'nın 1998 FIFA Dünya Kupası'nı kazanan takımında yer aldı. 2000 Avrupa Şampiyonası'nda final maçında İtalya'ya attığı altın golle ülkesine kupayı kazandırdı.2000 senesinde Juventus'a transfer oldu ve benim için Trezeguet o zaman başlamış oldu.

Juventus'un en önemli oyuncularından biriydi.Oldukça iyi bir 6 sezon geçirmişti.Ama bu iyi 6 sezonun arkasından şanssız bir şekilde 2006 yılında Serie A’yı yaralayan şike skandalından sonra Trezeguet’nin kariyeri de Serie A gibi duraklamaya geçti. Serie B'den tekrar Serie A’ya yükseldiklerinde oldukça iyi bir sezon geçirdi.Ama ertesi sezon sakatlandı ve kariyeri düşüşe geçti.Sonrasında ise Trezeguet , Hercules ile anlaştı ve İtalya'dan ayrıldı.

Trezeguet ayrıldıktan sonra kulüp başkanı Andrea Agnelli yaptığı açıklamada "David 10 yıl boyunca kulübümüze hizmet etmiş bir oyuncu. Attığı 171 gol için ona teşekkür ediyoruz. Juventus taraftarlarının onu hiçbir zaman unutmayacağına eminim. Yeni kulübünde başarılı olmasını diliyoruz" ifadelerini kullandı.

Attığı 168. golden sonra Juventus'un en çok gol atan yabancı futbolcusu oldu.Ayrıca Trezeguet 2004'te Olympiakos'a attığı golle UEFA Şampiyonlar Ligi'nin 3000. gölünü atmıştır.

İkinci Tur Eşleşmelerinin Yayın Programı


4 Eylül Cumartesi

18.00 Sırbistan - Hırvatistan ( NTV Spor )
21.00 İspanya - Yunanistan ( NTV ve HD-en )

5 Eylül Pazar

18.00 Slovenya - Avustralya ( NTV Spor )
21.00 Türkiye - Fransa ( NTV ve HD-en )

6 Eylül Pazartesi

18.00 ABD - Angola ( NTV Spor )
21.00 Rusya - Yeni Zelanda ( NTV ve HD-en )

7 Eylül Salı

18.00 Litvanya - Çin ( NTV Spor )
21.00 Arjantin - Brezilya ( NTV Spor )

Bu maçları görünce pazar günü memlekete gitmeyi bile ertelemeyi düşündüm ama okulların açılmasına az kalması nedeniyle mecbur gideceğiz.Neyse ABD - Angola ve Litvanya - Çin maçları erken kopabilecek maçlar gibi duruyor ama bence öyle olmayacak.Çin , Litvanya'ya karşı bir sürpriz bile yapabilir gibime geliyor.Burda tek kesin olan maç bana göre ABD maçıdır. Ne olursa olsun 8 maçın 8'inede bakılır.

Şampiyonada Eleme Turu Eşleşmeleri


Sırbistan - Hırvatistan
İspanya - Yunanistan
Türkiye - Fransa
Slovenya - Avustralya
ABD - Angola
Rusya - Yeni Zelanda
Litvanya - Çin
Arjantin - Brezilya

Sabah değerlendirme yapacam vaktim olursa tek tek maçları ama kısaca bir yorum yapmak gerekirse Slovenya'yı geçersek finale gidebileceğimizi düşünüyorum.Yarı finalde rakibimiz İspanya değil Sırbistan olur bana göre.Yunanlılar bugün şut sokmadılar bilerek İspanya'dan kaçabilmek için ama Fransa oyunlarını bozdu.Diğer tarafta ise Arjantin-Brezilya eşleşmesi dikkat çekiyor.Futbol kadar değeri olmayan bir eşleşme olsada bence güzel eşleşme.ABD finale gelecek gibi gözüküyor.Brezilya engellemezse onları.

Türkiye 87-40 Çin / Amacın Ne Fransa?


Türkiye maçıyla ilgili 1-2 şey demek gerekirse tamamen formalite maçıydı.Zaten her iki takımda da süre almayan oyuncular oynadı.Maçın formalite maçı olmasının nedeni ise günün ilk maçlarında Fildişi Sahili , Porto Riko'yu yenme başarısını gösterip, Çin'i durduğu yerde grup 4.'sü yapmasıydı.Fildişi'nin evine galibiyet alarak dönmesine çok sevindim.Neyse bizim maçla ilgili yazılacak bir şey yok.Ben Fransa'nın napmaya çalıştığını sizlerede aktararak öğrenmek istiyorum.

Tamam Yeni Zelanda maçı 12 sayı farkla kazanıp bizden kurtulup Rusya'yla eşleşmek istiyordu.Adamların en doğal hakkıda Fransa napmak istedi.Fransa bu maçı kazansa Yunanlılarla eşleşecekti ve İspanya'yı diğer tarafa gönderecekti.Biz ev sahibiyiz ulan.Öyle Polonya filan da değiliz.Güçlüyüz.Neyse bunlar için kendimizi yormaya gerek yok.Bizim için değişen bir şeyde yok zaten.Sadece İspanya geldi bizim tarafa.Onları da inşallah yeneriz ve final oynarız.Bu arada final demişken turnuva başlamadan önce hep kullandığım bir laf vardı.Burda yer almamış.Söylüyüm de sonra söylemedin olmasın.Turnuvadan önce Türkiye hakkında bir görüşüm vardı.Ya 2. turda eleniriz ya da final oynarız diye.Umarım final oynarız.

Sırbistan 84-82 Arjantin / Verimlilik Makinesi Yetmedi


Maçın Kayseri grubunun liderini belirleyecek karşılaşma olması bizi çok büyük bir heyecana sahip olmamıza yetti.Adına yakışır bir şekilde iki takımda son saniyelere kadar mücadele etti.

Maça Arjantin çok istekli başladı ve bunun faydasını da gördü.İlk 7 dakikayı Arjantin 18-7 önde geçti ve Sırbistan'ın 7 sayısı Milos Teodosic'ten gelmişti.Sirbistan'da Nenad Krstic'in oyuna girmesiyle bir toparlanma gözüktü ve ilk çeyrek 22-20 bitti.2.periyota Sırbistan Teodosic'i 2 numaraya çekti ve devreyi 40-39 önde tamamladı.

3. periyot karşılıklı basketlerle geçti ve periyot 58-54 Sırbistan lehine bitti.Son periyotun son dakikalarına üstün giren Sırbistan, taktik faullerde hata yapmayınca maçı 84-82 alarak grubu lider tamamlamayı başardı.

Sırbistan'da 19 sayıyla Savanovic, 18 sayısıyla Krstic, 16 sayı-4 ribaund-4 asistiyle Milos Teodosic galibiyette başrollerde bulunan isimler oldular.

Arjantin'de ise verimlilik makinesi Luis Scola'nın 32 sayısı bu kez galibiyet için yeterli olmadı.

2 Eylül 2010 Perşembe

Yunanistan 69-73 Rusya / Adam Ol Bourousis


Bu maça bakmamın sebebi kimin kime ikram yapacağıydı.Çünkü öyle bir durum vardıyki ortada maçı kazanmak değil kaybetmek başarıydı.Bana göre ikramı Yunanistan yapacaktı ve öylede oldu.Rusya onurlu bir şekilde maçtan zevk almaya baktı ve maça hızlı başladı.

İlk çeyrek 20-10 Rusya lehine bitti.İkinci çeyrekte Yunanistan göstermelik bir şekilde durumu ilk yarı 30-30'a getirdi.Final periyotuna Rusya 59-43 önde girdi ve Yunanistan son periyotta gene göstermelik bir şekilde farkı 4 sayıya indirdi ve sahadan 73-69 yenik ayrıldı.

Tüm bu olanlar İspanya'dan kaçmak içindi ama Fransa , Yunanistan'ın yaptığının aynısını yaptı ve Yeni Zelanda'ya yenildi.Bu sonuçla Yunanistan kaçmaya çalıştığı İspanya'yla eşleşti.

Gelelim Bourousis'in şerefsizliğine.Bourousis salonu terketmeye hazırlanırken, taktik tahtasını tekmelediğini gören Tanjevic “Tiyatro yapmaya gerek yok” ifadesini kullanınca, Yunan pivot ile karşı karşıya geldi. Üzerine yürüyen Bourousis’i alkışlayan Tanjevıc, Yunan oyuncuya “Tebrik ederim. Geçen yıl Avrupa Şampiyonası’nda da aynı şeyi yapmıştınız” diye seslendi. Bourousis ile Tanjevic’i araya girenler olay büyümeden ayırdı.

Rusya Antrenörü David Blatt de, Yunanistan hakkında Rus basınında ağır ifadeler kullandı.Niye basın toplatısında söylemedin be Blatt.O zaman daha etkili olurdu.

Neyse Blatt “Yunanlılar kendilerinden utanmalı. Gördüğümüz basketbol değil; komediydi. Yunan oyuncular kaçırmak için şut attı. Oyuncularım ise tüm tutkuları ile sahadaydı” dedi.

İspanya ez bunları.Valla bu turnuvada bunları gördükçe daha da nefret ediyorum.Bizde Fransa'yı ezelim ve artık her takım onurlu bir şekilde oynamaya alışsın.

İspanya 89-67 Kanada / İzmir'den İlk Canlı Yayın


Aradan koskaca 5 gün geçmiş ve İzmir'den ilk defa canlı maç izliyoruz.Belki HD-en göstermiştir onu bilemeyeğim.Ama onlarında İzmir'den canlı maç gösterdiğini hatırlamıyorum.Neyse maça dönersek İspanya maçı kazanacak mıydı?Benim maça bakma sebebim buydu.İspanya ilk periyotta maçı kazanmaya yönelik hamle yaptı ve periyodu 28-17 önde bitirdi.

İkinci çeyrekte Kanada , Anderson ve Shepperd'in sayılarıyla ikinci çeyrekte farkı indirmeyi başardı ve ilk yarı 42-37 İspanya lehine bitti. Üçüncü çeyrekte oyunu Fernandez, Reyes, San Emeterio ile domine eden Matadorlar , son 2:16'ya 15 sayı üstün girdi ve 3. çeyrek 63-48 bitti.Daha sonra ise İspanya farkın kapanmasına izin vermedi ve maç 89-67 bitti.

Kanada evine galibiyetsiz dönerken İspanya grup maçlarını 3 . galibiyetle tamamladı.

İspanya'da Rudy Fernandez ve Fran Vazquez maçı 19 sayı ile tamamladı.

Kanada ise Kelly Olynyk 14 sayı ile takımının en skorer ismi oldu.

Morientes Bıraktı / Gözümüz Açık Gidecek


İlk önce haberi paylaşayım sonra Morientes hakkında bir şeyler yazayım.

Fernando Morientes 2 gün önce İspanyol basınında yayınlanan açıklamasında futbolu bıraktığını ve İspanya'nın Telecinco kanalında yorumculuk yapacağını ifade etmişti.Futbolda 17 yıl geçirdiğini artık ailesine daha fazla vakit ayırmak istediğini söylemişti.

Gelecek sezon için Meksika, Katar, Dubai kulüplerinden ve Portekiz'in Sporting Lizbon takımlarından teklif aldığını ama teklifleri reddettiği belirtmişti.

Morientes , profesyonel futbol hayatına 17 yaşında İspanya'nın Albacete takımında başladı. Burada iki sezon geçiren futbolcu, 22 maçta 5 gol attı.Daha sonra Real Zaragoza'ya transfer oldu ve 66 maçta 28 gol attı.Daha sonra 1997 senesinde Real Madrid'e transfer oldu ve bizim için Morientes o zaman başlamıştı.Raul ve Morientes.Güzel günlerdi.Neyse konuya geri dönersek Morientes , Real Madrid'te oynadığı 7 sezonda 3 Şampiyonlar Ligi Kupası, 2 Lig Şampiyonluğu ve 2 Kral Kupası Şampiyonluğu yaşadı.

Eylül 2003'te Monaco'ya kiralandı. Monaco’nun Deschamps yönetiminde Şampiyonlar Ligi finaline kadar yürüyüşünde büyük katkısı vardır.9 golle Şampiyonlar Ligi gol kralı olmuştu.

Daha sonra Liverpool,Valencia kariyerleri.Ardından ise Fransa'da Marsilya kariyeri.Marsilya'da 12 maçta sadece 1 gol atmıştı ve bunun sonucunda da yukarıda yazdığım gibi 34 yaşında futbolu bırakma kararı aldı.

Gelelim Galatasaray ve bizim basın yönünden Morientes'e.Daha 40-45 gün önce görmüştüm bir yerde Galatasaray ve Morientes transferi haberlerini.Zamanında da geliyor, geldi, yarın İstanbul'da , Özhan Canaydın'ın Morientes'le anlaştığını haberlerini çok okuduk.Basının malzemesi olan bir oyuncu bıraktı.Trezeguet'te bırakırsa seneye basının hali duman.

Severdim lan Morientes'i.Üzüldüm şimdi.Bir de 34 yaşında bırakınca daha kötü oldum.Gözüm açık gidecek Mori.Bir gelemedin İstanbul'a.

Türkiye 79-77 Porto Riko / Carmelo Anthony


Maçtan önce Murat Murathanoğlu , Carmelo Lee'ye Carmelo Anthony diyince böyle bir başlık atmak istedim.Saat 1 oluyor yarın iş var.Uykumda gelmiş.Saçmalamak hakkım diyorum.Zaten TBF'nin sitesinde takılırken Orhun Ene'nin maçtan sonraki basın toplantısında dediklerini okudum.Bu maç hakkında yazı yazma isteğim gitti.Ene tam benim yazacaklarımı söylemiş.Sorun yok severim Ene'yi.

Ene'nin dediklerini yayınlamadan önce Çin maçına yedek beşle başlayalım.Dinç olarak İstanbul'a gidelim diyorum ve Ender'e , Kerem'e ve Semih'e teşekkür ediyorum.Bizi gereksiz stresten kurtardıkları için.Ersan senden beklemezdim o hatayı.Hido'da sana atıfta bulunarak " Bundan sonraki maçlarda böyle aptalca hatalar yapmamalıyız" dedi.Aman dikkat.

Neyse Orhun Ene'nin dediklerini ;

“Porto Riko; Yunanistan, Rusya ve bizim maçta mağlup olmasına rağmen kazanacak baskıyı ortaya koydu. Bizim şansımız Porto Riko’nun geniş bir rotasyonunun olmamasıydı. Oyun kurucu pozisyonunda sıkıntı yaşadılar. Carlos Arroyo’nun olmayışı ve JJ Barea’nın oyunun son bölümünde yorulması bizim işimize yaradı. Hücumda üretkenliklerini yitirdiler. Aslında çok atletik bir takım ve boş alan bırakılınca nasıl etkili olduklarını gördük. Hücumda daha fazla pas paylaşımı yapmamız gerekirdi. Savunmada da çok iyi değildik. Son çeyrekte Porto Riko’nun ritminin düşmesinden dolayı bugün maçı kazandık. Maçı tehlikeye sokmamızın sebebi yaptığımız basit hatalardı. Bunların da üstesinden gelirsek üst turlarda daha rahat edeceğiz. Artık Çin maçına bakacağız. Ardından önümüzdeki turlarda daha da başarılı bir performans göstermek istiyoruz” .

1 Eylül 2010 Çarşamba

ABD 88 - 51 İran / Dostluk İçerisinde Geçen Maç


İran Spor Bakanı Ali Saeedlou , maçtan önce Fıba.com'da yaptığı açıklamada ABD maçını sadece spor olarak gördüklerini , insanların spor sayesinde birbirlerini sevdiklerini ve kendilerinide sporda geliştirerek daha iyi ilişkiler kurmak istediklerini söylemişti maçtan önce.Ve eklemişti ''Bu maç siyasi bir olay değil'' .

Gerçektende maç Ali Saeedlou'nun dediği gibimi olcaktı?Maçın 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde oynanması ise ilginç bir tesadüftü.

Maçta herhangi bir gerginlik olmadı.İran ilk yarı ABD'nin farkı açmasına izin vermedi.2.yarı ABD'nin toparlanması sonucu maç 88-51 bitti.


Karşılaşmayı izleyen İranlı taraftarlar ( 1500 kişilerde ) , maç boyunca hiç susmayarak, takımlarını destekledi. Hatta ABD'nin farkı açmasına rağmen maç sonuna kadar ''İran, İran'' diye tezahürat yaptı.Türk ve Sloven taraftarlar da İranlı taraftarlarla birlikte tezahürat yaptı.

Karşılaşmanın bitiminde salonda bulunan tüm taraftarlar iki takımı da alkışlarken, oyuncular alkışlar arasında soyunma odasına gitti.

İki takım oyuncuları ve teknik heyeti de bitiş düdüğüyle birlikte birbirlerini tebrik etti.

ABD adına 13 sayı - 6 ribaundla oynayan ve bunu sadece 11 dakikada yapan Kevin Love takımının en başarılı ismi olurken, Kevin Duran 12 sayı - 5 ribaund, Derrick Rose 11 sayı ve Danny Granger 10 sayı yaptı.

İran'da ise Hamed Haddadi 19 sayı - 5 ribaundla sahanın en skorer ismi olurken, Arsalan Kazemi 14 sayı - 5 ribaund - 5 top çalmayla oynadı.

Hayatın İçinde Yer Alıyorsan Anlatacağın Çok Şeyin Olur


2 gün önce Metrobüs Anılarım diye bir seri başlatmıştım ama şimdi o yazıyı sildim.Nedeni ise başlatmak istediğim ve oldukça güzel olacağını düşündüğüm yazı serisinin kafamda daha net bir şekilde şekillenmiş olması.1-2 tane daha böyle yazı yazınca kafamdaki düşünceler netleşecek ve oldukça güzel yazılar yazacağımı düşünüyorum.

Neyse yazıya gelirsek 2 gün önce metrobüsün istop ettiğini söylemiştim.O yazıyı yazdıktan sonra metrobüste daha çok olay yaşamaya başladım.Sabah işe giderken metrobüste kavga çıkıyordu.Metrobüse binenler bilir.En ön kapının girişinde durduğunda klimayı oldukça fazla hissedersin.Tabi uyanık 55-60 yaşlarında bir amcamızda orda duruyordu.Şirinevler'de metrobüs yolcu alırken ön kapıdan binen biriyle bu amcamız arasında kavga başladı.Binen kişi buna lan filan dedi.Ordan biri atladı.Dedi senden kaç yaş büyük adama lan demeye utanmıyor musun?Arkalardan biri geldi bu adamın üzerine atladı.Sen benim amca oğlumla nasıl konuşuyorsun dedi.Tabi millet amcaya hak verince bunlar susmak zorunda kaldı.Sonra el filan sıkıştılar barıştılar.Ulan hep uykulu oluyorum bir olayın içince yer alamadım ya ona yanıyorum.

Neyse indim metrobüsten işe geliyorum.Bir sarışın ( saçları boya ) bana koşmaya başladı.Elinde bir şey vardı tutturdu bana.Dedi engelliler için yardım topluyorum.Bozuklarından bir şey ver dedi.Valla olsa vercektim ama üzerimde hiç bozuk yoktu.Durumu anlatınca hatun bana bir bakış attı Allahtan vermemişim.

İşe giderken iddaamı yatırıyım dedim.Koskaca iddaacı 20 milyonu bozamadı.Böyle kupon tutturan biri filan olsam adam napacak merak ettim.

Eve gelirken metrobüste olaylar yaşamaya devam ettim.Ayvansaray'a Hayvansaray diyeni duydum da Hayvansever diyeni hiç duymamıştım.Onu da duymuş olduk.

En ilginç olanı ise metrobüse binen ablanın en öne geçip '' Arkadaşlar klimalar açık mı '' diye bağırmasıydı.

Dünya Şampiyonası 5 . Gün Maç Programı ( 1 Eylül )


16:00 / Çin - Rusya ( NTVSpor )

18:30
/ Fildişi Sahili - Yunanistan ( NTVSpor )

19:00
/ İran - ABD ( NTV )

21:00
/ Türkiye - Porto Riko ( NTV )

31 Ağustos 2010 Salı

Dünya Şampiyonası 4 . Gün Maç Programı ( 31 Ağustos )


16:00 - Rusya - Fildişi Sahili ( NTVSpor )

18:30 - Porto Riko - Çin ( NTVSpor )

21:00 - Türkiye - Yunanistan ( NTV )

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Dünya Şampiyonası 3 . Gün Maç Programı ( 30 Ağustos )


16:30 Slovenya - Hırvatistan ( NTVSpor )

19:00 Avustralya - Almanya ( NTVSpor )

21:30 ABD - Brezilya ( NTVSpor )

Ntvspor'dan arka arkaya 3 süper basket maçı.Basketbol iştahımızı biraz kapatacak gibi.

Türkiye 65-56 Rusya / 15 Numara Geri Döndü


Hido ne 2009 Eurobasket'te ne de Toronto'da 26 numaralı formasıyla bizim görmeye alıştığımız performansını gösterememişti.Bu şampiyona da ona çok ihtiyaç duyuyoruz.Ama turnuvanın ilk maçı olan Fildişi maçında saha içi isabeti olmadan maçı tamamlamıştı.Şimdi ise hakemlerin sayesinde sürekli oyunda kalan Rusya'ya karşı takımımızı galibiyete taşıdı.Hem de 7'de 0 başladığı maçı 14 sayı ile tamamlayarak.Hakemlerden söz açılmışken ev sahibi kim ya?Biz mi yoksa Yunanlılar mı?Neyse moralimizi bozmayalım bu güzel günde.

Dünkü Fildişi maçında 4 uzunlu savunmamızı gördükten sonra bir de başımızda Tanjevic olunca dedim herhalde her maç bir süre böyle oynarız.Ama Tanjevic artık deniyor ve yanlış olduğunu görünce hemen doğru olan savunmayı yapıyor.Ruslar alan savunmamıza çare bulamadılar.Bizim yaptığımız gereksiz faullerle ve hakemlerin sayesinde sürekli oyunda kaldılar.Umarım bu alan savunmamızı her maç güzel bir şekilde yaparız.

Neyse fazla uzatmadan bir bilgiyi verelim ve yazıyı bitirelim.Tayyip ve eşi maçı izlemeye gelmişlerdi. İddaalara göre molalarda,devre aralarında gösteriye çıkmayan ponpon kızlarını Başbakan sansürlemiş.

29 Ağustos 2010 Pazar

Yunanistan 83-80 Porto Riko / Yunanistan'ın Zora Düştüğü Yerde Hakem Vardır


Hala sinirim geçmiş değil.Tamam Yunanlılar tecrübeleriyle de maçı kazandılar ama hakemlerde destek verdi.Bunu kimse inkar edemez.Şimdi bizim maçı görünce daha da çok küfür ediyorum.Neyse maç hakkında yazı yazmayacağım.Maçın skorerlerini ve maç sonu röportajlarını veriyim.

Porto Riko'da José Barea 20 sayı-5 ribaund ve 4 asist ile maçı tamamladı.Barea'ya , Peter Ramos 8'de 8 atarak 16 sayı ile destek verdi.

Yunanistan'da ise Vassilis Spanoulis 28 sayı ile takımının ve maçın en skoreri oldu.

Basın toplantısında Yunanistan Baş Antrenörü Jonas Kazlauskas, "Bazı sorunlarımız oldu. İlki atmosferdi. Oyuncularım kendi taraftarı olmayan izleyicilerin karşısında oynamaya alışık değil. İkinci sorun ise onların uzun oyuncularıyla nasıl baş edebileceğimizi bilemememizdi. İlk yarıda bu sorunları yaşadık ama ikinci yarıda her şeyi değiştirmeyi başardık." dedi.

Yunanistan pivotu Ioannis Bourousis, Porto Riko'yu yendikleri için mutlu olduklarını, kendileri için zorlu bir karşılaşma olduğunu söyledi.

ABD 99-77 Slovenya / Slovenler Direndi


ABD ilk maçında Hırvatistan'ı 28 sayı farkla geçmişti.2. maçında ise Slovenya'yı 22 sayı farkla geçti ama Slovenler , Amerika'nın kendilerine noluyoruz diye soru sormaları için gereken fırsatları bulmuşlardı ama bu fırsatları değerlendiremediler.

Maç başlamadan önce salonda 8 binden fazla Sloven taraftarı olduğunu öğrendim.Slovenler biraz maç izlemek yerine milli takımlarına destek verselerdi belki sonuç böyle olmazdı.

Hava atışında İspanyol hakem hata yaptı.Bu hakemler turnuvaya hala alışamadı.Bugün ev sahibi biz miydik yoksa Yunanlılar mıydı çözemedim.

Neyse maça dönersek Amerika doğru yaptığı şeyleri yaptı ve farkı açtı.İlk periyot 23-11 bitti ama Bostjan Nachbar smaç yaptıktan sonraki hücumda bomboş bulduğu üçlüğü soksa ilk çeyrek böyle bitmezdi.

Slovenler ikinci çeyreğe süper başladı.Farkı indirmeye başladı.Amerika arka arkaya 3 top kaybetti.Daha periyota 6 dakika varken Amerika'nın top kayıpları 12 idi.

İkinci periyotta Primoz Brezec 2 defa Amerikalıların kendilerine noluyoruz biz diye sorma fırsatı yakalamışken bulduğu fırsatı değerlendiremedi.Amerika'da ise Kevin Love sahneye çıktı ve ilk yarının 42-28 Amerika lehine bitmesini sağladı.

3. periyotta Amerika klasik beşiyle mücadele etti ve farkı 20 sayılara çıkardı.Bundan sonrada bende maça bakmadım.

Slovenya'da Nachbar 12 sayı ile takımının en skoru olurken , Amerika'da Kevin Durant 19 sayı ile takımını sırtladı.

Maçtan sonra yapılan basın toplantısında ABD antrenörü Mike Krzyzewski "Skoru hep elimizde tuttuk. Bundan dolayı da mutluyum. Bir ara 12 top kaybı yaptık. Oyun elimizden çıkmıştı. Moralimizi tekrar yukarı çekmemiz gerekiyordu. Bunu da sağladık. Love'ın performansı sürpriz değil. Ribaunt aldı ve sayı yaptı" diye konuştu.

Slovenya Antrenörü Mehmed Becirovic ise "ABD'nin atletik oyunculardan kurulu bir ekip oluşuyor. Savunmada çok agresif oynadılar. Onlara karşı her türlü savunmayı yaptık. Ancak rakibi durduramadık" diye konuştu.

Litvanya 70-68 Kanada / Tamam Litvanya Kazandın Da


... bizim gibi iddaa oynayanlar kaybetti.Aslında ben biliyordum Kanada'nın maça hızlı başlayacağını ve sonuna kadar direnceğini.Ama bizim ortak yok abi Litvanya kazanır 15 sayı farkla demesi sonucunda mecburen kupona koyduk maçı. Bu kuponun da yatması sonucunda 5 gündür kupon tutturamıyoruz .

Banane lan senin kuponlarından bana maçla ilgili bilgi ver diyorsanız Kanada maça çok hızlı başladı.Bir ara 17 sayıyla önede geçtiler ama Litvanya, 3. çeyreğin sonuna doğru yakaladığı 14-0'lık seriyle maça tutundu ve maçı kazandı.

Litvanya'nın turları geçtikte turnuvanın yıldızı olmaya aday olcak kişi olan Linas Kleiza 18 sayı , 10 ribaund ve 1 asistle mücadele etti.Kleiza'ya Tomas Delininkaitis ve Martynas Pocius 11 sayı ile destek verdi.

Kanada ise Jermaine Anderson maçı 15 sayı ,4 ribaund ve 5 asistle tamamladı.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Yunanistan 89 - 81 Çin / Az Kalsın Dualarım Kabul Oluyordu


2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'nın ve C Grubu'nun oynanan ilk maçında Yunanistan, Çin'i çok zorlanarak 89-81 mağlup etti.

İddaa da Yunanistan'ın , Çin karşısında 21.5 sayılık handikabı geçeceğini düşünmüyordum ama bu kadar çok zorlancağını da açıkçası beklemiyordum.Sadece maçtan önce ettiğim dua da yenilmelerini istemiştim.

Neyse maça dönersek Çin'in savunmasını beğendim.Atabiliyorsan üçlük at atamıyorsan bak biz seni yeneriz hesabı.Yunanistan ilk başlarda üçlükleri yolladı maçı kontrol etmeye başladı.Bende sıkıldığım için maçı kapatmıştım.Ama 3. periyotta açtığımda maçı ayakta izledim.Çin biraz tecrübe sahibi olsaydı Yunanistan maçını kazanırlardı ama Yunanlılar'da Spanoulis gibi bir adam olunca maçı kaybettiler.

Çin'de Yi Jianlian maçı 26 sayı 14 ribaundla tamamladı.Yunanistan ise Bouroussis 21 , Zizis 21 ve Spanoulis 19 sayı ile mücadele etti.

Bu arada karşılaşmayı izleyen Yunan seyircilerin, Türkçe, Yunanca ve İngilizce, 'Biz komşuyuz, düşman değiliz' pankartına yorum yapmak gerekirse hiç inandırıcı gelmiyorsunuz.

Dünya Şampiyonası 1. Gün Maç Programı ( 28 Ağustos )


İlk tur yayın programını daha önce paylaşmıştım.Görmek için tık.Ama her gün bir yeniden hatırlamakta fayda olduğunu düşündüm.İlk günün Tv programı böyle :

16:00 - Yunanistan - Çin ( NTVSpor )

18:30 - Rusya - Porto Riko ( NTVSpor )

19:00 - ABD - Hırvatistan ( NTV )

21:00 - Türkiye - Fildişi Sahilleri ( NTV )

27 Ağustos 2010 Cuma

Dünya Şampiyonasını Açmaya Mı Çalıştık Yoksa Kendimizi Paramparça Etmeye Mi?


Oruçluyken edemediğim küfürleri akşam törene bakarken ettim.Çok teşekkür ediyorum Turgay Demirel'e , ekibine ve böyle bir organizasyon düzenleyenlere.Bazıları için kısa kesmek gerekiyorsa eğer Turgay Demirel'in dediği bundan sonra açılış törenlerin standartlarını geçmek için çok uğraşacaklar lafına ben ( küfür ) ediyorum .Bizden kat kat iyi yapacaklar çıkacaktır ve çıkmıştır da.

Neyse törenle ilgili aklımda kalanları paylaşayım.

Konuşma törenleri olmamış.Tülin Şahin güzelliğiyle , konuşmalarıyla Alabora'yı kapatmaya çalıştı ama Alabora berbat espirileriyle bizi rezil etti. ( küfür )

İlk gösteriyi
dünyaca ünlü şov ekibi Cirque De Soleil yaptı.Ulan bizim Anadolu Ateşi bunlara bin basar.Adamların yaptığı hataları ben bile yapmam.Bir tek salıncak numaraları beğendim o kadar.Alkışladılar filan ama tamamen yalandan.Ben evden yuh çekiyordum. ( küfür )

Turgay Demirel.Oğlum lan insan bir çıkmadan önce ne diyeceğini okur.Sürekli ekran.Bari çaktırma.Tamam Fıba Başkanı da sürekli ekrana baktı ama adam çaktırmadı.Ben çok dikkat etmesem ve bu işlerden anlamasam hayatta çakmazdım.
( küfür )

Mehmet Ali Şahin'i konuşmaya çağırdılar.Adam çıktı dedi benim konuşacağımdan haberim yoktu.Zaten bende küfür ediyordum niye çağıyorlar diye bu adamı.Küfürleri saydırmaya başlamıştım rezil olduk diye ama adam çıktı durumu aslanlar gibi toparladı lan.Zekiymiş.Nefretim biraz azaldı bu adama.

Şahin , Mehmet Ali Alabora'ya adaşım dedi.Alabora berbat bir espiri yaptı.Benle isim olarak Tülin Şahin ilede soy ismi olarak adaşsınız dedi.Alabora acayip küfürler ettim bil bunu. ( küfür )

Alabora çıkacak isimleri sayarken Müslüm Gürses isminide söyledi.Pencereden atlayasım geldi.

Neyse güzel şeylerde oldu.Mehter takımı ve İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası çıktı durumu düzeltti.Orkestra şefi kendini yırttı bir şeyler yapabilmek için.Sevdim bu adamı.

İlk defa birisine küfür ettiğimde üzüldüm.O kişininde Fatih Erkoç'un olması ayrı bir olay.Adamın burda ne işi var diye küfür ettim ama en iyisi oydu lan.(Şarkı söylemeye çıkanlar konusunda )

Semazenler
.Ben bu konuda iyi ve kötü yorum yapmam.Ne dersem deyim bana küfür ederler o yüzden yorum yok.

Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak'ın kalkıp 1-2 kişiyi tokatlamasından korktum.Adam ne kin kustu be.

Müslüm Gürses.Adını duyduğum andan itibaren küfürler başladı.Sahneye çıkmıyorsun lan.Seni kafayı bulmuş kişiler dinlemiyor.172 Tv yayını.Boru mu lan.Şarkının ise bugün benim doğum günüm babamın öldüğü yaştayım olmasına ise küfür edecek enerjim kalmadı.

Sezen Aksu çıktı sahneye.Harris Alexiu dışında Sezen Aksu'ya ve yanındakilere ( küfür ) .

Anadolu Ateşi.Bunlarda olmasa ben napardım.Kıraç'ın şarkısının İngilizcesi güzelmiş.Zaten bizim şarkılarımız hep öyle.Eurovision'da İngilizce dinleyince süper geliyor.Açıp Türkçesini okuduğunda acayip küfür ediyorsun.

Not : Beni küfür konusunda eleştircek kişilere cevabım hazırdır.

Karpaty Lviv 1–1 Galatasaray / İnsan Bir Yalandan Koşardı


Karpaty Lviv maçı Galatasaray'ın bu sezonki baktığım ilk resmi maçıydı.O yüzden diğer maçları karıştırmadan bu maçta aklımda kalanları yazıyorum.

İlk önce şımarık evlattan başlayalım.Hakemi dövmeye çalışan , gereksiz hareketler yapan , topa vuramayan bir kaptanımız var bizim.Bu ülkede bir futbolcuyu Avrupa'dan istediler mi anında göndercen.Bu durum Servet içinde geçerli.Marsilya'ya 1-2 milyon euro için diretmeyecektik göndercektik.

Bizim takımda bir savunmada Neill var diğerlerini salla gitsin.6 ay biz boşuna beklemişiz Ali Turan'ı.10 kişi oynasak daha iyi olurduk eminim.

Gelelim Hakan'a.Topu alamamışsın.Bari arkasından yalandan da olsa bir koş .Bırakıyorsun adamı adam ortayı açıyor gol oluyor.Sende yerlere düşüyorsun kahroluyorsun.Bırak lan bunları yemezler.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Onlardan Biri Yoksa Sen Misin?


Fransa Milli Takımı'nın eski doktoru Jean-Pierre Paclet, ''L'Implosion'' adlı kitabında
1998 Dünya Kupası'nı kazanan milli takımın bazı oyuncularının doping yapmış olabileceğini, kan tahlillerinde şüpheli görülen oyuncuların İtalyan liglerinde top koşturduğunu söyledi.

Zidane 96-01 yılları arasında Juventus'ta forma giyiyordu.
Yoksa?

Yao Ming Dönüyor


Yao Ming'in doktorları, Yao’nun kendisine bir tam sezona mal olan sakatlığının tamamen geçtiğini açıklamış.

Yao , Toyota Center'da bu haber açıklandıktan sonra yaptığı açıklamada çok mutlu olduğu ve basketbolu çok özlediğini söylemiş.Bazı muhabirler için Chuck Hayes ve D-League'den James Cripe ile bazı çalışmalar yapmış.Bir pozisyonda ise yere kötü bir şekilde düşmüş ama Yao kalkıp koşmaya devam etmiş.Bu olaydan sonra ise Yao kendisine çok güvendiğini söylemiş.

Yao Ming , geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, bu sezon da ciddi bir sakatlık yaşaması halinde, kariyerine son verebileceğini söylemişti.Yeni bir sakatlığa kurban gitmemek içinde Yao son 3.5 aydır ciddi bir diyet programı uyguluyormuş. Bu süre içinde 18 kilo veren Yao, sezonun başladığı güne kadar en az 7 kilo daha vermek amacındaymış.

Geçen sene play-offlarda yoktuk ama bu sene çarpışmayı yaşıyacağız gibi.

Not : Fotoğrafı çok sevindim.

Efkar Dağıtmak İsteyenler Açılış Törenine Baksınlar


27 Ağustos'ta yapılacak açılış gecesi 172 televizyon kanalından canlı yayınlanacak.Törene Recep Tayyip Erdoğan, Faruk Nafız Özak ve FIBA Başkanı Bob Elphinston katılacak.Törenin ardından , dünyaca ünlü şov ekibi Cirque De Soleil performans gösterecek .Semazen gösterisi , mehteran takımı , Anadolu Ateşi Dans Topluluğu da yer alcakmış.

Şimdi gelelim kafana sıkmana neden olacak olaya.Yukarıda saydıklarımdan sonra Sezen Aksu, Fatih Erkoç, Müslüm Gürses ve Yunan şarkıcı Harris Alexiu ile İtalyan tenor Alessandro Safina sahne alacakmış.

Ulan Müslüm Gürses'in orda ne işi var?Coşacak mıyız efkar mı dağıtacaz ?

İlk Tur ( 28 Ağustos - 2 Eylül ) Yayın Programı


Maç sırasında ve stüdyodaki yorumcular arasında Kaan Kural varmış.Murat Kosova'nın kulaklarını çok çıntacağız gibime geliyor.

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Müzik Kutusu / Umut Kaya


Mevsimler Geçerken





Yanıma Yataydı





Mor Yazma


Bir Zamanlar Seviyordum / Nil Karaibrahimgil


Nil Karaibrahimgil'le ilk tanışmam Organize İşler Bunlar şarkısıyla idi.Kral Tv'de müzik dinlerken tabi o zaman ergeniz böyle güzel bir bayan filan çıkanca hemen Tv başında oturup kalkmıyoruz filan da filan.Klibi izlerken bir anda küpe dikkatimi çekiyor.Müzik başlarken sağda olan küpe müzik ilerlerken bir anda solda yer alıyor.Bu dikkatimi çekince arkadaşlarla filan paylaşınca bir anda Nil Karaibrahimgil hayranı olduk.Sonra müziklerini dinlemeler,fotoğraflarına filan bakarken sevmeye başladık.Zaten yukardaki fotoğrafı insan görünce bir de ergen olunca sevmemek mümkün olmuyor.Neyse videoyu paylaşıyım da anlayın demek istediğimi...





Neyse efendim Nil Karaibrahimgil hakkında internette yeteri kadar bilgi var.Hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsanız wikipedia'dan öğrenebilirsiniz.Ama merak ettiğim bir nokta var.Bir aralar Hürriyet'in Kelebek ekinde Pazartesi günleri yazılar yazıyordu.Hala yazıyor mu diye sorcaktım ama merakıma yenildim ve Hürriyet'in sitesine girdim baktım.Hala yazıyormuş.Tüm Galatasaraylı arkadaşlarımdan özür diliyorum merakıma yenildiğim için.Hoş bizim başkan gidip Hürriyet'e röportaj veriyor ama neyse.

Diğer Bir Zamanlar Seviyordum yazısı Kavak Yelleri'nden bir oyuncu hakkında.Acaba kim?

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Kaleci Yazıları / Igor Akinfeev


Rus milli takımının birinci kalecisi durumunda olan Igor Akınfeev , Cska Moskova forması giyiyor.Bu yaz Arsenal ile ciddi bir şekilde anılıyordu ama gene Cska'da kaldı.

Akinfeev yazısı niye yazıyorsun diye soruyorsanız eğer cevabı Galatasaraylı olmamda.Bizim Aykut'un hatalarını görünce bir kaç yıl sonra açık ara dünyanın en iyi kalecisi konumunda olacağını düşündüğüm bir kalecinin hakkında yazı yazmak istedim.Zaten bu blogtaki amacım kendime ait düşünceleri yazmak değil miydi?

Neyse efendim Akinfeev hakkında bilgi vermek gerekirse 1986 doğumlu.Euro 2008'in en fazla kurtarış yapan kalecisi oldu ve arkadaşlarına bronz madalya kazandırdı.Akinfeev'in maçlarına baktığımda aklımda kalan 1-2 özelliğini sizlerle paylaşıyım ;

İlk dikkatimi çeken özelliği hiç zorlanmadan topu karşı kaleye gönderebilmesidir.Biz ıkına ıkına topu orta saha çizgisinin ötesine ancak atabilen kaleciler gördüğümüz için Akinfeev'in attığı topları görünce ağzımız açık kalıyor. Bu özelliği iyi hoş da bir kaç yıl sonra dünyanın en iyi kalecisi olma özelliğini ise bana göre yer tutma özelliğinden alıyor. Birebir pozisyonlarda bitiriciliği tavan yapmış kral forvetleri bile harcayabilir. Cepheden gelen pozisyonlardaki müthiş reflekslerinin yanısıra, güçlü fiziğiyle yan toplarda da etkilidir. Genç yaşına rağmen takım arkadaşları üzerindeki etkisi üst düzeydedir, savunmasıyla iletişimini çok iyi sağlar. Dikkatimi çeken özellikleri bunlar.2013'e kadar sözleşmesi bulunuyor.Yakın zaman içerisinde kardeş klübe,Arsenal'e veya Manchester'e gidebilir.

Ozan Aktay ( MixBasket ) Röportajı


Ben
: İlk öncelikle özür dileyerek başlayım röportaja.Çok erken söz almama rağmen röportajı yeni yapıyoruz bunun için özür diliyorum ve çok geç olmasına rağmen röportaj yapmamı kabul ettiğin için teşekkür ederim.İlk soruya geçersek eğer Ozan Aktay kimdir ve ne yapar?

Ozan Aktay : Ne özürü canım, olur öyle şeyler, olabiliyor. Ben üniversitenin kapısında olan biriyim şu sıralar. Onlarla uğraşıyorum, bir yandan blogumda basketbola dair yazılar yazıyorum, camiadan insanlarla muhabbet ediyorum. Hobi olarak da köpeklerimle vakit geçiriyorum.


Ben : Ozan Aktay için basketbol nedir?Ne ifade eder?

Ozan Aktay : Basketbol bende ilk olarak hobi olarak başladı. Sonra baktım ki inanılmaz zevkli bir spor, anlayanlarla, basketbolu iyi bilenlerle güzel vakitler geçirdim. Oynuyorum, seyrediyorum, yazıyorum... Hepsi basketbola dair. Benim için basketbol satranca benzer. Hem oyuncuların neler yapacağı, hem de koçun verdiği direktiflerle maça ne kadar etki edeceğini sorgularım seyrederken. Oynarken de hem zevk almak isterim, hem de bu işi bir meslek olarak görürüm. Sokakta, salonda, arkadaşlarla oynarken de böyledir. Önemserim, bazen çok da ileri giderim bu konuda. Türkiye Basketbolu'nu NBA'e tercih edenlerdenim. Bizim basketbolumuz varken NBA nedir? NBA'deki spektaküler hareketler, smaçlar, holley-hoopları Türkiye'de pek fazla göremesek de, işin savunma kısmında, mücadele kısmında çok zevk veriyor bana. Ayrıca geliştirmemiz gereken bir Türkiye Basketbolu var önümüzde. Ben bunun için uğraşanlardan ya da geliştirmek isteyenlerden sadece biriyim. Benim gibi düşünenler var ama az sayıda. Kimisi sadece günümüz basketbolunu konuşuyor, kimse ileride basketbolumuzda neler olacak, neler gidecek diye sorgulamıyor. Örneğin Semih Erden ile Ömer Aşık NBA'e gidince Türk Basketbolu çok iyi oluyor, ama olaya takımsal baktığımızda Efes ve Fenerbahçe Ülker'den başka ligi forse eden takımın olmadığını görüyoruz. Avrupa'da da senelerdir yokuz.Kerem Tunçeri,Ömer Onan gibi oyuncular bir gün emekli olunca yerine koyacağımız sağlam adam yok.Önemli olan bunlar üzerinde yoğunlaşmaktır. Benim görüşüm bunlardır. Soruyu teknik anlamda basketbol anlayışınız nedir diye sorduysanız ona cevap vermeme tecrübem yetmez henüz, ama inşallah ileride o da olur.


Ben : Diğer sporlarla aranız nasıl?Eğer diğer sporlar hakkında az çok yorum yapabilcek bilginiz varsa basketbol ve diğer sporlar arasındaki farklar nelerdir?


Ozan Aktay
: Ben 3 sene lisanslı olarak futbol oynadım Bursaspor'da. Küçükken futbolcu olacağıma kesin gözüyle bakardım, bir gün futboldan soğuyacağımı düşünmemiştim. Futboldan basketola geçiş diye birşey yok aslında. Boyum uzayınca futbol takımımda mevkiim değişti, sonra okuldu şuydu buydu derken birşekilde koptuk kulüpten. Basketbola merak sardım sonradan da. Basketbolun yanında hala futbol, masa tenisini düzenli oynuyorum.


Ben : Bizim ligimiz ve Nba arasındaki farklar neler?


Ozan Aktay : Yukarıda da değindim biraz. NBA'de play-offlara kadar savunma yapan takıma rastlamanız pek olası değil. Eyvallah Amerikalılar bu işin ustası fakat onlar eğlence olarak bakıyor olaya biraz. Amaç keyifli vakit geçirmek, göze hoş gelen hareketler yapmak. Play-off'larda ise durum bizim ligin geneline dönüyor. TBL ile NBA'yi kıyaslamak tabii ki olmaz ama, illa bir kıyas gerekecekse böyle bir örnek doğru olabilir. Bizim ligde sezon boyunca takımlar aynı ciddiyetle, aynı düzenleriyle götürüyorlar ligi. En önemlisi de şu ki, TBL'de her takımın play-off'a kalma şansı olabiliyor. NBA'de yıldızların çokluğu görsel bir şölen yaşatıyor bence.


Ben : Galatasaray Café Crown başında artık Oktay Mahmudi var.Galatasaray’a neler verecektir Oktay Mahmudi?


Ozan Aktay : Galatasaray Okan Çevik hezimetinden sonra koçun öneminin farkına vardı. Biliyorsunuz Cem Akdağ ile devam ettiler ve eksi puanlardan başlayıp neredeyse play-off'lara kalıyorlardı. Ben Cem Akdağ'a haksızlık yapıldığını düşünenlerdenim aslında. Madalyonun diğer yüzünü tam bilemiyorum, Cem Hoca mı devam etmek istemed, maddi anlamda mı sorun oldu kestirmek zor. Ama akıllıca düşünen, mantıklı karar alan her yönetim Cem Akdağ ile devam ederdi normal şartlarda. Demek ki bir sorun oluştu ve olmadı. Cem Akdağ'dan sonra tabii ki Okan Çevik ayarında bir koçla anlaşma beklemiyordu kimse. Oktay Mahmudi ismi Galatasaray Café Crown ile ilk olarak anılmaya başlandığında doğru bir iş olarak gördüm. Sonuçta Aydın Örs'ün yardımcılığını yapmış, Efes'te -bana göre- başarılı olmuş, Sırp ekolünden gelen (burası çok mühim) bir koç. Oturup da burada Mahmudi'nin koçluk kariyerini, iyi mi kötü mü diye tartışamayız, sonuçta kendisini ispatladı. Mal meydanda derler, genç ve başarılı bir koç. Yapılan transferlerde de onun etkisinin olduğunu görüyoruz. Galatasaray yabancılarla 2 yıl mukavele yapmayı sevmez mesela, Oktay Hoca yaptırdı. Genç transferlerle yola koyuldular, bekleyeceğiz bakalım. Ben çok ümitliyim.


Ben : Bunu Antalya’lı bir arkadaşım özellikle sormamı istedi. Ahmet Kandemir Antalya BŞB'nin yeni koçu oldu. Sence napacaktır Antalya BŞB’de?


Ozan Aktay : Öncelikle şunu belirteyim; Antalya Türkiye'nin en iyi scoutunu (gözlemci) getirdi başa. Çalıştırdığı takımlarda muhakkak sivrilen, skorer yabancı oluyor. Bundan ötürü kutlamak lazım hocayı. Antalya'nın bütçesi inişli çıkışlı. Dewan Downey, Patrick Christopher'ı bulup getirdi koç, ikisinin de sayı potansiyeli çok fazla. Zaten Kandemir'in genel sistemi yabancılar skor yapacak, galibiyet için gerekli sayıların % 90'ını atacak, % 10'luk kısmı yerlilere bırakacak. Yerlilerden de iyi savunma yapmalarını bekleyecek. Yıllardır koçun taktiği bu yani. Son Mersin BŞB macerası onun adına kötü sonuçlandı, bu yüzden ben de çok merak ediyorum Antalya'da neler olacağını.


Ben : Sizce bu sene şampiyon olcak takım hangisidir?Zaten 2 takım var?Bu 2 takımı yıkacak takım çıkacak mıdır?


Ozan Aktay : Zaten 2 takım var ibaresini kabul etmiyorum. Sadece o cümleyi " 2 takımın şansları yüksek." olarak değiştirebilirim. Efes Pilsen ve Fenerbahçe Ülker kasteddiğin. En büyük favoriler bunlar ama Galatasaray, Türk Telekom yeni yapılanmalara gittiler. Ligin gidişatına göre herşey değişebilir bence. En yakın örneğini Partizan'dan yaşadık, Euroleague'de final four için şansı az olarak gösteriliyordu. Ya da Bursaspor örneğini verelim futboldan. Oyak Renault'nun Türkiye Kupası finaline kalmasını da aklımıza getirelim. Tek maç usulü değil ki net birşey söyleyelim. Her türlü olasılık var, sakatlık, kulübün kapanması, seyircisiz oynama vb. Galatasaray'ın yaşadığı sıkıntının Efes veya Fenerbahçe'nin başına gelmeyeceği ne malum? Dediğim gibi, her takım play-off kovalıyor. Ligin gidişatına göre yorum yapabiliriz diyorum ben. Ama şampiyonluk şansı en fazla olan takımlar Efes Pilsen ve Fenerbahçe Ülker'dir, aksini iddia edenlerin sayısız zaten yok denecek kadar az.


Ben : Dünya Şampiyonası az kaldı.Sizce bu turnuvada milli takımımız napacaktır?


Ozan Aktay : Şampiyonaya takımların birçok yıldızı gelmiyor. Tek tek sayamayacağımız kadar önemli oyuncular. ABD özellikle as kadrosundan, alıştığımız kadrosundan yoksun geliyor. Keza diğer takımlarda da benzer durum söz konusu. Turnuvaya ev sahipliği yapacak olmamız ve takımların kadro durumlarını baz aldığımızda ilk 4 geçiyor içimden. Zaten Orhun Ene de hedefin ilk 4 olduğunu belirtti. Daha ilerisi için dualar tabii ki.

Ben : Bu turnuvada öne çıkacak takımlar hangisidir?


Ozan Aktay : Türkiye, İspanya, ABD.


Ben : Türkiye Ligini yakından takip etmek onun hakkında yazılar yazacak kadar bilgi sahibi olabilmek için napmamız gerekiyor?


Ozan Aktay : Türkiye Ligi hakkında bilgi edinebilmek için düzenli olarak salondan maçları takip etmeniz, bilgi birikiminizi artıracaktır. Yaşadığınız şehrin basketbol takımı amatörde dahi olsa gidin izleyin. Emin olun ki, kaliteden başka herşey aynı. Herşey = Mücadele. Türkiye'de basketbol mücadele ederek yapılıyor. Amerikalılar'ın transfer edilişinin sebebi ise kaliteyi arttırmak, kolay maç kazanmak. Televizyondan canlı basketbol maçlarını takip edin, basketbol programları (Basketbol Panorama öncelikli) seyredin ve yıllardır Türk Basketbolu'nun içinde olan kişilerin köşe yazılarını okuyun. Böyle böyle günler, haftalar, aylar geçtikçe öğreneceksiniz basketbolumuzu.