21 Eylül 2009 Pazartesi

Şampiyon İspanya


Ne yazıkki bu bayrağın oyuncuları bizim damga vurduğumuz turnuvada ki kupayı kazandı.Benim ve bir çoğumuzun favorisi İspanya kupayı kazandı.Turnuvadaki ilk 8:

1 - İspanya
2 - Sırbistan
3 - Yunanistan
4 - Slovenya
5 - Fransa
6 - Hırvatistan
7 - Rusya
8 - Türkiye

İlk 6'da olanları seneye tekrar izleyeceğiz.Hemde yakından.

Ayrıca, Avrupa Şampiyonası'nın MVP'si (En Değerli Oyuncu) İspanya Milli Takımı'nın yıldız ismi Pau Gasol seçildi.Başka oyuncunun seçileceğini düşünen var mıydı?

17 Eylül 2009 Perşembe

Galatasaray 3-1 Panathinaikos


Maça gene erken gol atarak başladık.Baros çok iyi çalımla rakibini geçti ve içeriye yerden orta yaptı.Marinos topu engellemeye çalışırken Elano'nun önüne bıraktı ve gol oldu.Emre Güngör bu maçta sakatlandı ve 4 stoperin 3'ü sakatlanmış oldu.

2.yarı da ise 47. dakikada gelişen atakta Kewell'ın müthiş ara pasına hareketlenen Baros, kaleciyi de geçip topu boş kaleye gönderdi.56. dakikada sarı-kırmızılı takımın kazandığı serbest vuruşta topun başına Elano geçti. Elano'nun yerden sert şutu ceza sahası içindeki Sarriegi'nin ayağına çarpıp yön değiştirdi ve top ağlarla buluştu. 0-3.

Golden sonra maça Pana hakim olmaya çalıştı.Çünkü hırslandılar ve bizde rahat olunca Pana pozisyonlar buldu ve 77.dakikada Salpingidis gol attı.

Slovenya 69-67 Türkiye


Çeyrek finaldeki rakibimiz Yunanistan. Slovenya ile yaptığımız liderlik maçında 69-67 yenildik.19 sayı geriye düştüğümüz maçta son hücuma 69-67 geride girdik.Alınan mola sonucunda Ender içeriye ilerledi ve dışarıya çıkardığı topta Engin ne yazıkki üçlüğü kaçırdı.Keşke biz savunma yapsaydık.Çünkü savunmayı yapıyoruz ve maçı kazanıyoruz.Hücum da kaybediyoruz.

Maçta kazandıklarımız Hido geri döndü.19 sayı geriye düşsekte maçı kazanma noktasına geliyoruz.Kaybettiklerimiz ise aşırı yorulduk.Bence bu maçta farkın 19 sayıya çıkması ideal beşle başlamamamızdır.Neyse moralimiz bozulmasın.Yol biraz zorlaştı ama genede finale gidebiliriz.

Benim turnuva başlamadan önce 3 favorim vardı.İspanya,Fransa ve Türkiye.Bakalım benim favorilerden biri kazancak?

16 Eylül 2009 Çarşamba

Taş Atan Filin Sonu Nolacak?


Hayvanat bahçesinde ziyaretçinin başına taş fırlatan filin başı derde girdi.

Güney Kore polisi, başkent Seul'deki bir hayvanat bahçesinde ziyaretçilerden birinin kafasına taş attığı sanılan fille ilgili soruşturma başlattı.

Yerel basındaki haberlerde, hayvanat bahçesini ziyaret eden Kim adındaki kadının 35 yaşındaki filin hortumuyla kafasına taş attığını söyleyerek polise şikayette bulunduğu, polisin de “olay” ile ilgili soruşturma başlattığı belirtildi.

“Soruşturmada” elde edilen ilk verilere göre “olay” kameraların izleme alanının dışında gerçekleşti. Tanık da olmadığından filin gerçekten Kim'in kafasına taş atıp atmadığının bilinmesi zor görünüyor...

Atıp atmadığı öğrenince nolcak acaba acayip merak ettim?Güney Kore'de hayvanlar insan yerine konuluyor.Türkiye'de insanlar hayvan yerine konuluyor.Adaletin yok dünya.

Musa

15 yaşında...
Çok başarılı öğrenciydi Musa.
Öğretmen olmak istiyordu.
Sabah okuluna gidiyor...
Sonra çobanlık yapıyordu.
Babası garibandı çünkü.

* * *

Tam bir sene önce, gene böyle bir sabah... Çıktı tek göz oda, ağıldan bozma evinden kör karanlıkta, yürüye yürüye, 2 kilometre, sırtında çantası, şehirlerarası asfalta geldi... İzmir Aliağa’ya bağlı Kapıkaya Köyü’nde yaşıyordu, köyde okul yok, okul Yenişakran’da... Türkiye’nin en batı ucunda, bütün yatırımlar oraya yapılıyor denilen coğrafyada, Türkiye’nin en doğusundaki yaşıtlarıyla aynı kaderi paylaşıyordu; taşımalı eğitim... Servis bekliyordu.

* * *

Yakaladı yakaladı...
Kaçırdığında okuluna gitmesi imkânsız.
O nedenle, gün doğmadan kalkıyor, en az 2 saat yolu hesap ederek, saat 6 civarında asfaltta oluyordu.
Asfalt rampa.

* * *

Göründü yarım saat sonra servis minibüsü... Manisa’nın Karaahmetli Köyü’nden başlıyor, çocukları toplaya toplaya, en son Musa’yı alıyor, Yenişakran’a varıyordu. İçerde, biri şoför, biri engelli çocuğuna refakat eden anne, toplam 27 çocuk... Musa 30’uncu.

* * *

Durdu önünde her sabahki gibi, bindi Musa, hareket ettiler. Ama bir acayiplik vardı... Şoför döndü Musa’ya öfkeyle, “Bak seni almak için durduk, fren patladı, niye rampada duruyorsun, 100 metre yürüyüp düzlükte dursana!” diye bağırdı... Yer kalmadığı için ayakta dikilen Musa, büktü boynunu, ne desin, zaten bütün çocuklar ona suçlu gibi bakarken ne diyebilirdi ki? Bir ara göz göze geldi en sevdiği sınıf arkadaşı Hidayet’le... Hidayet gülümsedi, çaktırmadan şöyle bir salladı elini havada “Boşver” manasında, “boşver, üzülme...”

* * *

Dandik asfaltta haldır haldır gitmeye başladılar, 1 kilometre, 2 kilometre, 3 kilometre... Yenişakran’a 4 kilometre kala, olanlar oldu, trafolar bölgesinde dik yokuşun sonundaki sert viraja daldı minibüs, “Fren boşaldı” diye bağırdı şoför, savruldular, korkuluk morkuluk yok tabii, uçtular Tütünlü Deresi’ne... Önce çığlıklar, 3 takla, 5 takla, darmadağın oldu, zaten darmadağın haldeki minibüs, sonra trajik sessizlik.

* * *

İsmail oracıkta öldü. 9 yaşındaydı. Recep öldü, Murat öldü. 15’indeydiler. Ve, gülümseyerek kan kardeşine moral vermeye gayret eden Hidayet... Ambulanslar geldiğinde nefes alıp veriyordu hâlâ... Hastane, doktor, ameliyat, olmadı... Hidayet de gitti.
Ya Musa?
Kafası yarılmıştı, sağ el bileği ezik...
Hatta, o feci kazanın haberini yapan gazeteler, Musa’nın bandajlı fotoğrafını koymuşlardı, “Açılan kapıdan fırladı, kurtuldu” diye.

* * *

Kurtulmuştu hakikaten Musa... Sağ çıkmıştı o tabut minibüsten... Ama kâbuslardan kurtulamadı... Hidayet her gece rüyasına giriyor, gene gülümseyerek “Boşver, üzülme” diyor ama, şoförün “Bak seni almak için durduk!” diye bağırması kulaklarından gitmiyordu, çın çın... Bıraktı okulu. Gitmedi bi daha.

* * *

Ve, bir sene sonra...

* * *

Bilirkişi, en fazla 12 yaşında olması gereken servis minibüsünün, daha eski, 15 yaşında olduğunu, frenlerin kazadan çok önce patlak olduğunu tespit etti; balatalar erimişti. Aslında servis minibüsü bile değildi, öyle olsaydı, “S” plaka taşımalıydı, taşımıyordu. Buna rağmen, hiç kimse şikâyetçi olmadı... Savcı hariç... Kamu adına dava açtı, bilirkişi raporunu koydu hâkimin önüne, hâkim de, hiç tereddüt etmeden 10 sene hapis verdi şoföre... Giden gitmişti ama, hiç olmazsa suç cezasız kalmamıştı.

* * *

Ve, önceki gün...
Yıldönümüydü.
Kapıkaya Köyü’nün kabristanında anma töreni yapıldı. İsmail, Recep, Murat ve Hidayet’in ardından dualar edildi. Musa da oradaydı... Gene kenarda, gene boynu bükük. Ve gene, bir senedir her gördüğüne söylediği gibi, “Benim yüzümden, keşke düzlükte dursaydım, benim yüzümden” diye ağlıyordu. Ne büyükleri teselli edebiliyordu onu, ne mahkemenin verdiği adil karar rahatlatabilmişti vicdanını, ne de rüyasında “Boşver” diye gülümseyen Hidayet.

* * *

Bitti tören.
Gitti evine.
Astı kendini Musa.

* * *

Bir sene dayanabilmişti buna.

* * *

Evet, Japonya değil burası...
Kimseden harakiri yapmasını beklemiyoruz.
Alışığız, istiflerini bozmayacaklarını, istifa etmeyeceklerini de biliyoruz. Ama “Sprey yüzünden oldu, yok efendim buzullar eridi, dünyanın suçu” filan, ayıptır beyler.

* * *

Başta minik Dila... 30 küsur günahsız sel kurbanından utanmıyorsunuz, bari, Musa’nın yüreğinden utanın da, hiç olmazsa bir özür dileyin.

Yılmaz ÖZDİL

Slovenya - Türkiye Maç Öncesi


E grubu bitti.Sıralama böyle:

1-Fransa 2-Rusya 3-Yunanistan 4-Hırvatistan.

Bugün son maçımıza çıkacağız ve bu maç liderlik maçı olcak.Basketbolun devlerinden İspanya'yı ve Sırbistan'ı yendik ve hala birincilik maçı oynuyoruz.

Eğer bu maçı kazanırsak Hırvatistan ile yapacağız.Kaybedersek Yunanistan ile.Bence maçı kazanmalıyız.Hırvatlara Efes Cup'ta yenildik ama bu defa yeneriz diye düşünüyorum.Eğer Yunanlılarla oynarsak genede kazanabiliriz ama Yunanlılar oyuncularını havaya sokmak için sürekli Türk-Yunan ilişkilerini anlatırlar ve hayli bir havaya da sokarlar.Hemde Yunanlılar'ın yanında her zaman hakem vardır.Neyse bu kararı Tanjevic'e bırakalım ve biz olabilecek ihtimalleri değerlendirelim.

Eğer biz maçı alırsak ve İspanya ve Sırbistan'la çıkarsak gruptaki sıralama:

1. Türkiye - 2. Slovenya - 3. Sırbistan - 4. İspanya şeklinde olacak.

Fransa - İspanya VS. Yunanistan - Slovenya

Rusya - Sırbistan VS. Hırvatistan - Türkiye

Maçları oynancak.Eğer maçları kazanıp finale çıkarsak kesinlikle yıpranmış takım gelcek.

Eğer kaybedersek:

Fransa - İspanya VS. Yunanistan - Türkiye

Rusya - Sırbistan VS. Hırvatistan - Slovenya

Bu defa da kesinlikle biz yıprancaz belki çeyrek finalde elencez.Sizce ne yapmalıyız?

15 Eylül 2009 Salı

Türkiye 69-64 Sırbistan


Litvanya, Bulgaristan, Polonya ve büyük favori İspanya derken Sırbistan önünde de uzatmada da olsa galip gelmesini bildik.Bu sonuçla grupta ilk iki sırada yer almayı da garantilemiş olduk.

Koskoca uzatmada adamlara sayı attırmadık.Hiçbir maçta uzatmada sayı atamayan takım yokmuş.Biz attırmadık.Hido 1/16 ile oynarken ...

Sırbistan gibi köklü bir basketbol ekolüne karşı, maçın en kritik bölümlerinde uzun süre alan savunması yapacaksınız ve rakip, son topta 24 saniye hücum süresini doldurup, şut bile bulamayacak…

Ben bu grupta 1.Sırbistan olacağını söylemiştim.Ama onları da yendik.Herkesin Slovenya'yı yenip çıkarız dediği takımla liderlik maçı yapacağız(Diğer grupta rakibe göre).

Tanjevic şimdi çok önemli karar vercek.Takımı dinlendirip 2.liğe razı mı olcak yoksa tam kadro çıkıp lider mi olmak isteyecek?

14 Eylül 2009 Pazartesi

Şampiyonlar Liginin Tarihçesi


Yeşil renk : UEFA üyesi olup grup maçlarına kulüp göndermiş ülkeler
Mavi renk : UEFA üyesi olup grup maçlarına kulüp gönderememiş ülkeler
Gri renk : UEFA üyesi olmayan ülkeler

UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA tarafından 1955'ten beri her yıl düzenlenen, Avrupa'nın en güçlü kulüplerinin mücadele ettiği uluslararası futbol turnuvası. 1955'ten 1992'ye kadar Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla düzenlenmiş olan Şampiyonlar Ligi, Kupa 1 olarak da bilinir ve kulüpler çapında Avrupanın en büyük turnuvasıdır.

1990'lı yıllara kadar ikili eleminasyon sistemine dayalı ve yalnızca ülke şampiyonlarının katılabildiği organizasyonken, ilginin artması amacıyla ülkelerin puanlarına göre lig 4.'lerinin bile katılabildiği ve maç sayısının daha da arttığı bir lig sistemine dönüştü. 1997'den bu yana kupaya ülke şampiyonları ile birlikte kendi ligini 2. sırada bitiren takımlar ve ülke puan sıralamasına göre 3. ve 4. takımlar da davet edilmektedir.

Şampiyonlar Ligi Kupasını bugüne kadar 10 farklı ülkeden, 21 ayrı takım kazanmıştır. Kupayı en çok kazanan takım 9 kez mutlu sona ulaşan Real Madrid'tir.

II. Dünya Savaşı'ndan önce Avusturya, Çekoslovakya, Macaristan ve Yugoslavya Ligleri'nin birincileriyle ikincileri arasında oynanan Orta Avrupa Kupası (Mitropa Kupası), Şampiyon Kulüpler Kupası'nın çekirdeği sayılabilir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Orta Avrupa Kupası (La Coupe de l'Europe Central) adı altında yapılan bu futbol turnuvası yeniden ele alındı. UEFA tarafından, aynı statü çerçevesi içinde fakat daha geniş kapsamlı olarak, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla oynanmasına karar verildi.

Şampiyonlar Ligi'nin statüsü 1992'den beri defalarca kez değişmiştir. Bugün uygulanan sistem, 2003 yılından beri devam etmektedir. UEFA Şampiyonlar Liginde ön elemeler ve grup maçlarına doğrudan katılan takımlar da dahil, Liechtenstein haricindeki 52 UEFA üyesi ülkeden toplam 76 takım mücadele etmektedir. Her ülke kendi ülke puanının izin verdiği sayıda takımla katılır;

UEFA ülke puanı sıralamasına göre;

1-3. sıradaki ülkeler 4
4-6. sıradaki ülkeler 3
7-15. sıradaki ülkeler 2
16. ve daha aşağıdaki ülkeler 1'er takımla temsil edilirler.

Ülke puanı sıralaması aynı zamanda hangi takımın turnuvaya hangi kademeden başlayacağını da belirler. Sıralamada ilk altıda yer alan ülkelerin lig şampiyonları ve ikincileri ile 7. ile 10.'luk arasındaki ülkelerin şampiyonları grup maçlarına ön eleme oynamadan doğrudan katılırlar. Diğer takımlar öneleme turlarından başlarlar.

Maçlar salı ve çarşamba günleri yapılır. Temmuz-Ağustos aylarında 3 turdan oluşan ön elemeleri geçen 16 takım ile grup maçlarına doğrudan katılan 16 takım arasında, toplam 32 ekipli, 4'er takımlı ve 8 gruptan oluşan grup aşaması oynanır. Gruplarda ilk 2'ye giren takımlar ikili eleminasyonlu sistemle müsabakalara devam ederler, üçüncüler ise UEFA Kupası'na katılıp 3. turdan devam ederler. 2. tur, çeyrek ve yarı final kedemeleri ikili eleminasyon usulüyle oynanır. Final maçı ise tarafsız sahada tek maç olarak oynanır.

UEFA Grup maçlarına, 1992-2009 arasında toplam 31 ülkeden 104 farklı takım katılmıştır. , 17 sezonda,Manchester United(14),FC Porto(14),FC Barcelona(13), R.Madrid (13), PSV (13) kez ile gruplara en çok katılan takımlardır.

Türkiye - Sırbistan Maç Öncesi


Çok önemli bir maç oynancak bugün.F grubunun birincisi belli olabilir.Bence bu maça da aynı ciddiyet ile oynamalıyız.Sakatlığı bulunan Hido bu maçta oynayacakmış.

Sırbistan bu turnuvaya bir çok önemli oyuncusundan yoksun geldi ( Marko Jaric, Predrag Stojakovic, Igor Rakocevic ve Darko Milicic ).Turnuvanın en genç takımı.

67 yaşındaki efsane antrenör Dusan Ivkovic'in çalıştırdığı Sırbistan, savunmasıyla öne çıkıyor. Maç başına yediği 67 sayıyla Fransa'nın ardından turnuvanın en az sayı yiyen takımı olan Sırplar, aynı zamanda turnuvanın en çok top çalan üçüncü ekibi.Ama bizde İspanya maçı hariç çok az top kaybı yaptığımızı unutmayalım.

Maçları düşük bir tempoda oynamayı tercih eden Sırbistan, hücumda oyun kurucu Milos Teodosic'in yönettiği ikili oyunlar üzerinden sayı bulmaya çalışıyor. Çember çevresinden yüksek bir yüzdeyle oynayan Sırbistan karşısında boyalı alanı iyi kapatmak, galibiyet için önemli bir anahtar. Zira Sırp oyuncular üç sayı çizgisinin gerisinden %29 ile şut atıyor.Yani uzunlarımızın dışarıya çıkmasına gerek yok ve adamlarını çok iyi tutmaları ve doğru zamanda yardım etmeliler.

C Grubu'nu ikinci bitiren Sırbistan, ilk maçta İspanya'yı yenerek büyük bir sürprize imza atmıştı. Sırp takımı, ikinci turun ilk maçında ise ev sahibi Polonya'yı mağlup etti.

Maç 22.00'da Ntv'de.

13 Eylül 2009 Pazar

Gs 3-0 Bjk


Pek bir şey yazmayacağım.Çünkü futbolu sevmeyen biri bile kanalları dolaştığında herkesin Denizli'yi eleştirdiğini görmüştür.Rijkaard beklenen kadroyla çıktı.Denizli ise kimsenin beklemediği kadroyla çıktı.Rijkaard bile maç sonunda kadroyu gördüğümde şaşırdım dedi.Bir de düşünün ben Holosko'yu,Nobre'yi nasıl tutarım diye düşünen oyuncuları.

Sezon başından belliydi.Bu sezon ya GS yada Fb şampiyon olacaktı.Bjk'nın artık işi bitti.Sivas 4 maçta 0 çekti.Trabzon antremanda bile gol atamıyor.

Bakalım iki büyük takımdan hangisi şampiyon olcak?

12 Eylül 2009 Cumartesi

Türkiye 63-60 İspanya


Maçın kahramını seçmek çok zor oldu ama ben Semih'te karar kıldım.İlk 2 maçta istediği oyunu oynayamamıştı Semih ve herkes Semih'i eleştirmeye başlamıştı.Ama bu maçta Hido'yu kullanamadığımız maçta en iyisi Semih'ti.

D grubunda Avrupa basketbolunda iz bırakmış Litvanya'yı ve sonra tuzakçı Bulgaristan'ı yendik.Son maçta ise ev sahibi avantajını çok iyi kullanan Polonya'yı yendik.

2.turda F grubunda yer aldık ve ilk maçımız İspanya'ydı.Avrupa'nın en iyi milli takımını yendik ve onları 60 sayıda tuttuk.Artık çeyrek finali garantiledik ve benim hedefim yarı finale çıktı.Maç öncesi dediğim gibi hep ilerdeki maçı düşünerek oynayalım dedim ve İspanya'yı yendik.

Başka diyecek bişey bulamıyorum.Ömer Aşık'ın o müthiş bloğunu ve Semih'in 2. serbest atışı kullanmadan önce Hido ve Ersan'ın birbiriyle konuşup gülmelerini unutmayacağım.

A MİLLİ TAKIM (63) : Sinan Güler 2 (2 ribaund), Engin Atsür 3 (3 ribaund- 1 asist), Ömer Onan (1 asist), Ersan İlyasova 15 (5 ribaund- 1 asist), Semih Erden 11 (1 asist), Kerem Tunçeri 11 (1 asist), Oğuz Savaş 2 (1 ribaund), Ömer Aşık 13 (4 ribaund), Ender Arslan 4 (4 ribaund- 1 asist), Hidayet Türkoğlu 2 (3 ribaund- 3 asist)

İSPANYA (60) : Pau Gasol 16 (9 ribaund), Rudy Fernandez 16 (5 ribaund), Ricky Rubio 3 (6 ribaund- 3 asist), Juan Carlos Navarro 7 (2 ribaund- 3 asist), Felipe Reyes 8 (3 ribaund- 1 asist), Raul Lopez (1 ribaund- 2 asist), Sergio Llull (1 asist), Marc Gasol 7 (6 ribaund- 1 asist), Alex Mumbru (1 ribaund), Jorge Garbajosa 3 (4 ribaund)

1. PERİYOT : 20-22
2. PERİYOT : 16-12
3. PERİYOT : 13-14
4. PERİYOT : 14-12

Gs - Bjk Maçı


Turkcell Süper Lig'de 2009-2010 sezonunun ilk derbisi bugün Ali Sami Yen Stadı'nda Galatasaray ile Beşiktaş arasında oynanacak. Saat 21.00'de başlayacak maçı hakem Bülent Yıldırım yönetecek.

Eğer bu maçı Galatasaray kazanırsa şampiyonluk yarışında Fenerbahçe ile tek başına kalır.Bunun için Beşiktaş bu maçı çok önemsiyecektir.

Birçok insanın favorisi Galatasaray.Bana göre de öyle.Sezon başından bu yana oynanan maçlara bakınca da Galatasaray ağır basıyor gibi görünmekte. Fakat adı üzerinde bu bir derbi.

Pek fazla yorum yapmayacağım ama bu maçı Gs kazanırsa Bjk yarıştan kopacak.

Türkiye - İspanya Maç Öncesi


D grubunda 3'te 3 yapan milli takımımız ve diğer tarafta Avrupa devi ama bu turnuvada kimsenin beğenmediği İspanya.

Biz Polonya galibiyeti ile gruba lider başladık.Bana göre biz 1 galibiyet aldığımızda çeyrek finale kalacağımızı düşünüyorum.

Eğer bu maçı alırsak grubu lider bitiriz.Yapacağımız maç çok zor olcak ve bunun için çok iyi oynamalıyız.Bu maçı kazanmak için yapılabilcekler;

1) Hep ilerdeki maçları düşünerek geldik ve bu defada öyle yapmamız gerek.
2) İlk grupta maçlarda takım oyunumuzdaki uyum ve paylaşım sonucu kazandık.Bu maçta kesinlikle öyle yapmalıyız.
3) Tanjevic bu turnuvada çok iyi doğru hamleler yapılıyor gene doğru hamleler bekliyoruz.
4) Boş atışlar vermemeliyiz.
5) Ersan ve Hido bu maçı kesinlikle çok iyi oynamalı ve takım arkadaşlarını oynatması gerekiyor.

Maç 16.45'te NTV'den yayınlancak.

10 Eylül 2009 Perşembe

Eurobasket F Grubu Değerlendirmesi


3'te 3 yaptık ve 2.tura kaldık.2 galibiyet ile maçlar başlamadan birinciyiz.Biz 1 maç kazandığımızda çeyrek finale kalacağız.Bu grubu ve durumumuzu değerlendirelim.

1) Şampiyonaya gelirken herkesin favorisi olan İspanya şu anda oldukça formsuz ve ilk maçı onlarla yapıyoruz. Biz ise çok iyi bir hava yakalamış durumdayız. Bundan daha iyi bir ortamda karşılaşmamız zor onlarla.

2) Fikstür olarak da çok şanslıyız. Nitekim grubun en azından isim olarak favorisi İspanya'dan 1 galibiyet avantajlı durumdayız. Yani bu maçı kaybetmemiz bizi herhangi bir şekilde kaosa sürükleyemez. En azından mantık olarak sürüklememeli.

3) Üçlü averaja kalınması durumunda Polonya galibiyetimiz sağolsun şimdiden bir hayli avantajlı durumdayız.

4) 1.gruptan daha zor takımlarla maç yapacaz. Sırbistan, Slovenya, İspanya.

5) Yukarıyı hedefleyen rakiplerimizin karşılaşacağı diğer takım olan Litvanya da çok kötü bir form grafiği çiziyor. Ama ısınmaları durumunda bu maddeyi artı tarafına yazabiliriz.


Bana tablo böyle olur:

1.Sırbistan
2.Türkiye
3.İspanya
4.Hepsi girebilir.

Futbol Takım Oyunudur


Kadrolarında Messi ve Ronaldo gibi dünyanın en iyi iki futbolcusu bulunan Arjantin ve Portekiz'in Dünya Kupasına katılamama ihtimallerinin bulunması bize bir kez daha futbolun bir takım oyunu olduğunu gösterdi.


Johan Cruyff

9 Eylül 2009 Çarşamba

Türkiye - Polonya Maç Öncesi


Bugün saat 19.15'te Türkiye - Polonya maçı var.Bana göre 2. turun ilk maçıdır.Polonya ve biz 2 maçımızı da kazandık.

Polonya ilk maçını Bulgaristan ile oynadı ve 90-78 yendi.2.maç ise Litvanya'nın var olma maçıydı ve onu da 86-75 kazandı.Bulgaristan maçına bakamamıştım ama Litvanya maçını izledim ve Polonya Logan,Lampe ve Gortat'tan yararlanıyor.Bu 3 oyuncudan 2'si benchte olunca büyük sorun yaşıyor Polonya.

Eğer bugün Polonya'nın uzunlarına karşı üstünlük kurarsak , onları erken faul problemine sokarsak ve biz iyi top paylaşımı , doğru hücumlar yaparsak kazanırız.